Gül kadrini bilir canım
dalları basan baharın
savrulur tepelerden
terleyen kar taneleri
girer bağrına toprağın
başlayan aşk oyunudur
vuslat içre a canım
Kendi kendine kurulan
bir paylaşım sofrasıdır
ne bir eksik ne bir fazla
yaz boyu taşır yükünü
tüyden hafif karınca
türkü yağar gökmemeden
karnı doyar fillerin de
Gün ışıyınca bakıver
kıvranan kadın gibidir
gözüne ilişen dünya
sunar ak göğüslerini
karşılık beklemeden
bu alışverişte ölüm
çürüyen bir yapraktır
Sustur susturabilirsen
ötüşü aşkcadır kuşun
gülün soluması da
set mi dinler çılgın su
deniz sesini duydukça
alnımdan damlayan ter
bu bedele karşılıktır
Elma düşer dalından
tufanlara bayrak açar
elmayı tutan dal
aşk makas değiştirir
ölümün durağında
yeni bir oyun başlar
ben giderim kalan bizdir
bir'in çaresizliğini anlatır kalabalıklar. **