yok yok.. diş macununu ortasından sıkmaya benzemez bu. geç kalınmış bir filme ortadan giriş yapmaya da benzemez. ne başını bilirsin ne sonunu. filmi başından izlemek iyidir. diş macunları ortasından sıkılmamalı..
bir kitabın ortasında olmak vardır ya hani; önsöz es geçilmiş, tüm takdimler okunmuş, kurgulanmış gizem bölümleri geçilip en tatlı yerinde zaman durmuş.. böyle de menem bir his bu. bir ilişkiye ortasından başlama isteği, her şeye ortasından başlama isteği. belki sadece bana oluyor ama anlatasım var. sigaranı yak güzel kardeşim, sevdiğin şarkıyı aç bunu oku.
ortasından bir gün yaşamayı teklif etmek mesela. sıkıcı kur şeyleri, ilişki sevicileri olmadan. sanki yıllardır tanıyormuşsun gibi.
internet ön araştırmaları yok..
ona yaranmak için söylenmiş yalanlar yok..
arkadaşlarla iyi geçinme telaşı yok..
önceki hayal kırıklıklarının o'na aktarılması yok..
bir insana da ortasından başlamayı gerektirir.
oysaki, insanın ortasına gelinceye kadar binbir hazine var.
insan düşünür.
insan bakar.
insan duyar.
insan söyler.
insan hisseder.
insan dokunur.
insan sever.
insan hayvanlar gibi düzüşecekse önce, neden insan?
ki hayvanlar bile emek ister, çaba ister.
14 şubat sevgilier günü hasebiyle ayın 13'ünde henüz kimliği belirlenmemiş bi kişiye teklif edeceğim olgu. düşünsenize, fikri doğru anlatabilirse insan. bi aşk filminin trailer'ini izlemiş gibi olur hatun.
sadece ad ve soyadı bilinecek, internet araştırması falan yapılmıycak, bir yerde buluşulup sevgili gibi takılacağız. neyi sevdiğini tahmin etmeye çalışacağız, nelerden hoşlandığını falan.. bence süper fikir.
