3 evreye bölünerek incelenmesi gerekir.
1)sevgili olmadan önceki sen, ben
2)sevgili olduktan sonraki biz
3)sevgili olayı bittikten sonraki o, bu
yaşanılması gereken en güzel duyguları sevgili olmadan önceki birliktelik yaşatır. ne o senden, nede sen ondan sorumlusundur ama ortak birşeyler yaptığında heyecan ve mutluluk uyandırır içinde. ara sıra küçük kıskançlıklar yaparsın ama birşey de diyemezsin. böyle devamlı içinde kelebekler uçuşur durur. herkese mal mal gülücükler saçarsın. keşke sevgili olabilsek diye de kendini yer bitirirsin. ipleri eline almak istersin. öyle mutlu olursun ki ağzına sıçsalar sinirlenmezsin ve hayat tüm monotonluğunu bir kenara bırakır ve sosyal bir yaşam getirir sana.
ikinci bölüm sevgili olduktan sonraki birlikteliktir. artık o mutluluk olayları biz olarak tescillenmiş ve herkese bağıra bağıra mutluluğunu anırmak istediğiniz o an gelmiştir. sen, ben artık biz olmuştur. attığınız adımlardan haberdar eder, attığı adımlardan haberdar olmak istersiniz. yanlış kararlarında karşısında durur, doğru kararlarında alkış tutarsınız hatta gurur duyarak pohpohlarsınız. gece o uyumadan uyumak istemez, sabah kalktığında ilk ona günaydın mesajı çekmeden edemezsiniz. belli bir süre bu böyle gider ve birşeyi farkedersiniz. ilişkinin monotomlaştığını ve tarafların biri artık yavaştan sıkıldığını anlamaya başlar. artık bazı konularda kutuplaşmalar ve zıtlaşmalar ortaya çıkar. çekimserlik vardır.
ve o güzel mutlu anların yerini kavgalar alır. sert sözler ve uçsuz bucaksız nefretler söylenmeye başlar. hikayenin yerini alan tek bir anı kalır. ''ayrılık anı'' unutulmaz ve seven kişiye mıh gibi işler o an ki yaşananlar ve söylenen her söz.
ilişki dediğin sex ilişkisi ise çoktur, yok duygusal ilişkiyse hiç bir güzel anı gelmez aklınıza, beyin hücrelerini eskitmiş bir eski sevgili gibisi yoktur, unutun ve sex ilişkisine yoğunlaşın.
Yaşamaya başladığınız, ilk dönemdir...
Zerafet, canımlar cicimler, verilen sözler, ilgi alaka, hülyalı bakışlar...
Sonra geçiyor...
Eeyyle bakakalıyorsunuz... Bu, O' mu diye....
Kişilere göre değişendir. ilk aylar bana gereksiz aksiyonlu gelir mesela. ilişki oturunca daha güzel ve doyurucu oluyor. Ama tabi ilişkiden ne beklediğinle orantılı bu durum. Ben pizza yerken, elimi ağzımı silen sevgili beni o an bu yaptığı ile mutlu edebiliyorken bilmem kaÇ tane kırmızı gül ile mutlu edemedi mesela. Bakış aÇısı işte.
ilk zamanlarıdır. ona karşı duyulan sevgi, heyecan, istek en üst seviyededir. Birdahada o seviyelere geleceğini sanmam. Her an yanında olmak, ellerini tutmak, sesini duymak, onla zaman geçirip onu en ince ayrıntısına kadar tanımak istersiniz. en güzel anlar ilk zamanlarıdır kısacası.
öyle ayırmadım ben, birlikte geçen 14 ayın her anı güzeldi. son dönem bolca kavga gürültü vardı ama iyiydi yine de. güzeldi hepsi...
en kötüsü de sözlük; o'nun sizi gerçekten sevdiğini aradan 2 yıl geçmesinden sonra anlamanız. aklınıza geliyor bazen, ve diyorsunuz ki "demek ki bu kadar çok sevmiş beni, nasıl anlamadım"..
sevin oğlum o kızı ya da sev kızım o erkeği. ileride arasın da bulamazsın bir daha. sonra her kızda ya da her erkekte onu arasın, onun ellerini, onun sıcaklığını, onun gülüşünü, onun tenini. ama o artık yoktur...
ilişkinin daha başlarında ilk öpüşmeleri yaparken bir eli memeye atmalı mıyım diye düşünüp heyecandan kızın ağzına öksürdüğüm o an. o kızı bir daha gören olmamış.
Başlangıç zamanları ilişkinin ilk zamanlarıdır.
Çünkü ilk zamanlar gözlerine bakarken bile çekinerek bakarsın, ilk elini tuttuğunuzda kalbin deli gibi atar, seni ilk öptüğü an sanki ölüyormuş gibi hissedersin kalbin öyle deli atar, sana ilk "aşkım" dediği an, ilk yani ilkleri yaşadığınız zamanlar...
Sonrası da heyecan verir lakin ilk zamanlar olduğu gibi o tatlı masum heyecan yoktur artık işin içinde şehvet de vardır.
Sevgili olmadan önceki dönemdir. Böyle kıskanırsın falan ama karışamazsın, belli edemezsin. Tatlı tatlı tartışırsın ama kavga etmeye kıyamazsın. Kıymeti bilinmesi gereken anlardır.
insanın yaşadığı, ömrünün ilk ilişkisindeki, ilk öpüşmesinde aldığı heycanı vermiyor hiçbiri. Zaten ardından gelenler hatırlatıyor hep o ilk anı. Sıradanlaşıyor herşey.
Sevdiğin uzaktaysa ve yakın zamanda ona kavuşacağını, kokusunu doya doya çekeceğini dudaklarının tadını doya doya alacağını bildiğin andır. ancak dönüş vakti gelinceki hüzün akla gelince insanı mahveder.