bir ilişkinin bitmesi

entry48 galeri0
    48.
  1. 46.
  2. Bende başlamamış birçok ilişkiyi de beraberinde bitirdi.
    Ama üzgünüm.
    0 ...
  3. 45.
  4. kredisini kendi eliyle tükettiği andır;

    en azından iyi dersin, şeytanî bir hareket görürsün,
    en azından namuslu dersin şerefsizligin âlâsını görürsün.
    1 ...
  5. 44.
  6. 43.
  7. Ilk başta kız ayrılığı önemsemez, erkeğin paşa paşa ayağına gelip özürdileyeceğini umar (kendisi suçlu olduğu halde)
    Çünkü böyle alışmıştır
    Fakat, zaman geçtikçe o mesaj gelmez
    Kız farkına varmaya başlar
    Hani biz asla ayrılmayacaktık diye düşünür, belkide üzülür
    O neşeli kız artık neşeli değildir sadece yüzünde maskesi vardır
    içi acır
    Şimdi mesaj atmaya yüzü de yoktur

    Ben defalarca affettim
    Artık bitti

    Yeri geldi
    Sabretmesini de bildim affetmesini de
    Şimdi vazgeçmesini de öğrendim.
    1 ...
  8. 42.
  9. Gayet normaldir ancak o durum içindeyken dünyanın sonu gibi gelir keşke ölsem yaşamın bir anlamı kalmadı falan denilir hatta numarayı gizleyip arayıp Ferhat göçer dinletmek adettendir.
    0 ...
  10. 41.
  11. iki taraf için de bir lohusalık döneminin başlangıcıdır. *
    0 ...
  12. 40.
  13. sıradaki ilişkinin başlaması için güzel bir sebeptir.
    1 ...
  14. 39.
  15. 38.
  16. bir limonu kesip çaya sıkmak, ekmeğe reçel sürmek, kumandayı alıp kanalı değiştirmek, telefonun ekranından saate bakmak kadar basit bir olaydır.
    sonrasında verdiği acıya katlanabilmek ise kumandadan saati öğrenmek, çayı reçelli içmek kadar zordur.
    edit: yani heralde öyledir. hiç reçelli çay içmedim, bilmiyorum.
    5 ...
  17. 38.
  18. artık ilişkilerin devam etmesi mucize gibi algılandığı için normal görülen rutin olaylardır. devam eden ilişkilere nasıl hala devam ediyorlar diye bakıyoruz bu bir gerçek.
    2 ...
  19. 37.
  20. sevgilinle yaşamış olduğun her şeyin arkada kalması ve bir daha onunla yaşamayacağının verdiği acının içerisinde ne yapacağını bilemediğin hayattan bi beklentinin kalmaması ve hep olmasını istediğin ama şimdi keşke olmasaydı dediğin gereğinden fazla boş zaman.
    0 ...
  21. 36.
  22. --spoiler--
    tutkusu bitmiş...

    öyle söyledi oturduğu yerden, hiç istifini bozmadan. 'olur yani' diye ekledi; 'ne var ki? biter, sonra bir şey olur, geri başlar..' derin bir nefes çekip sigarasından, hızlı ve kesik üç nefesle geri verdi, çoğu göğüslerine saplanıp kalan dumanı.

    bense bir türlü kabullenemedim, anlayamadım ucuz yalanlarla savuşturulmaya çalışılan bu kirli anı.

    soğuk bir ankara sabahında müthiş bir arzu ve tutkuyla, alev alev dudağıma değmiş dudaklar, birkaç ay sonrası, sıcak bir istanbul akşamında, buz gibi yalanlar söylüyordu. öncesi gözümün içine dalıp heyecanla titreyen gözler, şimdi sönük ve donuk bakıyordu.

    tutkusu bitmiş...

    öyle söyledi oturduğu yerden.
    oysa; gece yarıları cep telefonuna gelen mesajlar, aklıma zehirli tohumlar ekip, koynumdaki kadını kollarımdan çekiyordu.
    birbiri arkasına isimsiz telefonlar, komodinin üzerinde hep cevapsız kalıyor, gözlerim usulca karşı duvarın beyazlığına dalıyor ve şimdi tutkusu biten kadın, o halde sımsıkı bana sarılıyordu.

    'güven kazanılan bir şeydir' kimse sana güvenmez, ancak sen güven verebilirsin, sen kimseye güvenmezsin, ancak o kimse sana güven verir...

    konuşmuştuk bunları, üstelik en tutkulu zamanlarımızda konuşmuştuk. yalansız ve katıksız, neyse onu söylemiştim, hiç azalmayan bir tutkuyla, gerçek bir heyecanla sevmiştim.

    sevmek yetmezmiş, çünkü tutkusu bitmiş...

    öyle söyledi oturduğu yerden.
    sevmek nedir ki? dedi, yalnız sevmekle olmuyor işte, ona bakarsan, senin sevgin ne ki? falanca kişi köpekler gibi seviyor beni, filancası geçenlerde intihar etti, zor tutmuşlar ötekini, hele beriki.. aah o beriki yok mu, ne çok seviyor bir bilsen beni...

    bir anda bir sürü adam doldu odaya.. hayatımda hiç görmediğim, yalnız geceleri meçhul mesajları komodinin üzerinde yanıp sönen ve fakat hiç tanımak şerefine nail olmadığım, bilmediğim adamlar...
    hepsi de seviyormuş onu, hıh.. ben neymişim ki?

    nazım'ın çok eskiden betimlediği; 'kutbun sonsuz beyazlığında azalıp kaybolan bir karınca gibi' küçülüp kalmıştım. iki gün öncesine dalmıştım;
    içimde tırnak gibi büyüyen şüphe ve aklımı kemiren güvensizlik hissine dayanamayıp, ellerimi kirleterek, birkaç hile ile ulaştığım gizli bilgilerle bilgisayarı açtığım.
    ve tutkusu biten kadının, (sevgi sözcükleriyle, benim koynumda uyandığı bir sabah) yeni tutkular peşinde birilerine attığı çıplak mesajları ve aynı leşlikle aldığı müstehcen cevapları, nasıl olduysa; kalbim durmadan okuduğum o güne...

    tutkusu bitmiş...
    öyle söyledi oturduğu yerden.
    o öyle söyleyince, geri döndüm birden, dalıp gittiğim iki gün öncesinden. kendime geldiğimde, bavullar toparlanmış, sigaralar tükenmiş ve son yudumlar alınmıştı kahvelerden.

    artık 'iki medeni insan' olarak, hazırdık samimiyet yoksunu bir ayrılığa ezberden.
    o güne dek yalanlar üzerinde uyumuş, yalanlar üzerinde sevişmiş, yalanlar üzerinde kirlenmiş, iki medeni insan...

    bu yazının başından beri, onca şey olup biterken, hâlâ telefonu tutkulu meçhul mesajlarla titremeye devam eden kadın, parmaklarını telefonun üzerinden çekme fırsatı bulup yerinden kalktı.

    sonra öğrendim ki, tutkusu bitmiş...
    öyle söyledi kalktığı yerden.
    birkaç eşyasını 'yeni tutkular arayışı'ndan döndüğünde, geçerken uğrayıp almak kisvesi altında, aslında tüm şeytansı dişiliğiyle ansızın gelip, hiçbir şey olmamış gibi beni baştan çıkarmak niyetiyle evde bırakıp, yöneldi kapıya.

    sırtımda ağır bavullar, önümde tutkusuz hafif bir kadın, ve içimde kafeslenmiş, bastırılmış, dizginlerini kırdı kıracak bir hayvanla vardık bir taksinin sağ arka kapısına.

    ertesi gün değilse de, bir sonraki gün muhakkak bir başkasına sarılacak, bir başkasına dokunacak, bir başkasının kollarında inleyecek olan tutkusuz kadınla sarıldık ayak üstü. istem dışı, elimde olmadan, son kez çektim boynunun kokusunu burnuma.. tutkuya varınca haber ver deyip uğurladım.

    taksi hızla uzaklaşıp yanımdan, kayboldu bir sokak karanlığında.

    tutkusu bitmiş...

    öyle baktı taksinin arka camından.
    ağlamaklı oldum, gülümsedim, kızdım, durdum, duruldum.. birdenbire ölürcesine yoruldum.

    sonra.. eve dönerken değiştim, bir hafiflikle birden; koydum götüne rahvan gitti bir şeyler, ve bakkala uğrayıp ani bir hareketle, 'bana bir tutku ver ali emmi' dedim, karamellisinden...

    --spoiler--
    **
    4 ...
  23. 35.
  24. Seviyoduysan eğer, çok kötüdür be. Genelleme yapmak yanlış belki ama çoğuda akşam/gece biter ilişkilerin.
    Birinci evre : ilk yarım saat kabullenmeye çalışmakla geçer. 'Lan noldu ayrıldık mı lan biz şimdi?' olursun. Sonra yavaştan uzanırsın yatağa çünkü üşüme gelir tüm vücuduna.
    Bu ikinci evre en zorlu evredir işte. Çünkü geçirilen zamanlar gelir göz önüne. Gelir gelir gelir gelir... Sonra gitmez.
    Üçüncü evre gözyaşı. Duraksamalı ağlama, ev boş ve müsaitse hıçkırarak/haykırarak ağlama veya sessiz ağlama. Seç işte duruma göre.
    Dördüncü evre : Yine ağlama. Ama bu kez ruhun ağlaması. Farklıdır, herkes tadamaz bu hissi.
    Beşinci evre : Sabah aynada o surata bakıp bir kez daha ağlama.

    not: bunların hepsini onu gerçekten sevdiysen yaşayabilirsin.
    not2: o an acın geçmeyecek gibi durur hep. öldüm dersin ama. anlıyorsun be kardeşim sonunda. değmediğini anlıyorsun.
    not3: ama acısının gerçekten hiç geçmeyeceği biri hayatına girecektir er yada geç. bu da unutulmamalıdır.
    2 ...
  25. 34.
  26. başlaması kadar doğal bulunmayan, kabul görmeyendir.
    0 ...
  27. 33.
  28. kaçınılmaz sonun gerçekleşmesidir.
    0 ...
  29. 32.
  30. her sürecin bitmesi gibi normaldir... ne aydınlıklar, kapkaranlıklar bitiyor. ilişki mi bitmeyecek.
    0 ...
  31. 31.
  32. aha az önce yaptığım eylemdir.dünya vardır artık la yetmiştir gari.tükketmiştir seni.kıymet bilene kıymet bileneee..
    0 ...
  33. 30.
  34. aynı zamanda yeni bir ilişkinin başlamasıdır.
    2 ...
  35. 29.
  36. ne kadar sessiz olursa açtığı yara o kadar derin olur.
    2 ...
  37. 28.
  38. 27.
  39. başlaması kadar doğal bir olaydır.
    0 ...
  40. 26.
  41. bir tarafın canını mutlaka yakan olaydır.. aslında o tarafın canını yakan şey ayrılık değil, sevgilinin elini ondan başkasının tutacağı, gözlerine ondan başkasının bakacağı, yani ona başkasının sahip olacağı gerçeğidir.. işte bu ayrılıktan daha kötüdür..
    2 ...
  42. 25.
  43. ilişkilerin, ilişkinin tüm tarafları tarafından bitirlmesi anlamına gelmez.
    ilişkinin taraflar arasındaki paylaşımı sona ermiş olsa da taraflardan herhangi biri kendi içsel dünyasında, kendi ile barışık kalmayı da başararak, ilişkiyi canlı tutabilir.
    her ne kadar sosyal bilimler ilişkiyi, en az iki taraf arasında paylaşıma bağlasa da, insan ve metafizik gerçekliği, sosyal bilimlerden bağımsız olarak ilişki tanımlamaları geliştirebilir.
    ilişki tanımının, sosyal bilimlerin tanımına uymaması, insanın içsel dünyasında metafizik olgulara dayadığı gerçeklik algısını ve bu algıya dayanan paylaşımlarını redetmemizi gerektirmez.
    0 ...
  44. 24.
© 2025 uludağ sözlük