yaşadıklarından beslenip kalemine vuranların en çok kullandığı sözlerden biri. bir ilham geldi ve ben bunları yazdım;
"...şehrin kasvetli günü,
kırık dalların arasına çökmüş kalp kırıklıkları,
ucu yanmış kağıtlara,
sendelemiş fırtınalar yazılmış.
bu yaşanılmış yazılanlar
bu yaşanılası yazgılar çok acıtıyor bu ara..."
hüzün yağmurları ile ıslanan şehr-i istanbulun bir kör karanlık gecesinde bıraktım aşklarımı.bana kalan yalnızlıkları alıp üstüme bir daha bu kalbi kırdırmamak üzere terk ettim artık sevmeleri.küçük bir çoçuğun oyuncağını kaybettiğinde döktüğü gözyaşlarını içime hapsediyorum şimdi...
...kardelenler arasında kalp kırıklıkları
gidişinle sendelemiş ruhumun fırtınaları
deli çağım, acı yanım
toy zamanım
sana çok uzak sana çok yakın
resmini silmiş gönlümdeki yarınların
duygu yoğunluğu yaşanan dönemlerde daha verimli olan ve bunları yazan insan söylemi..
işte yine bir ilham geldi ve ben bunları yazdım;
"..sen Ne zaman gelsen aklıma,
Gelip oturuyor Acı bir tebessüm dudaklarıma..
sensiz melodilerin kırılmış Notası,
Buruk sesi geliyor kulaklarıma derinden...
Daldaki yuvasından minicikk Bir kuş düşüyor;
Sıcak avuçlarıma çırpınarak çaresiz..
işte bende seni Ne zaman düşünsem,
sen Ne zaman aklıma gelsen,
hüzünlü bir ağırlık Çöküyor gönül yapraklarıma,
Kaldıramayacağım kadar ağır olan..."
sen ah bir sen, özlemini duyduğum, düşlerimi süsleyen
sen ah bir sen, seni beklerken içimi titreten
sen ah bir sen, gözleinin içindeki parıltıyı gönlüme aşılamak için bekleten
sen ah bir sen, beklenen hayelleri geçekleştiren
sen ah sen neredeysen artık çıkıp geliversen...
ajandama çizdiğim suretinle karşılaştım bugün yine. tesadüfen o sayfa açılıverdi gözümün önüne. baktım şöyle bir. o hatırlayamadığım anda ne de güzel resmetmişim kafamdaki görüntünü. bir ilham gelmiş ve ben o resmi karalamışım. bir ilham gelecek bir gün ve ben seni karalayacağım. benim hala umudum var hatta.*
"Havanın soğuk olduğu bir çarşamba gününde ısınmak için girdiğim dershanede gördüm hayatımın anlamını. Sınava hazırlanan bir öğrenciydi benim biricik bebeğim. Saçlarını salmış omuzlarına. Elinde bir kalem. Önünde bir test kitabı. Başlamış çalışmaya. Başlamış başlamasına da onu rahatsız etmemek için bir ön sırasını oturmuş, onun sorusunu bitirmeye bekleyen bir erkek var. Bu erkek hem o anın etkisiyle hemde içinde bulunduğu duyguyla kolunda saat olduğu halde sorar kıza;
-Merhaba. Saatiniz kaç ?
+15.30
-Teşekkürler.
Bu konuşma erkeğe pek yetmemiştir. Kitap okuyan erkek kıza dönüp;
-Ayracımı evde unutmuşum. Fazladan ayracın var mı ?
+Bunu verebilirim.
-Teşekkürler. Ben Emre.
+Memnun oldum bende Merve.
Bu tanışma uzun bir ilişkiyi başlatır. Çok uzun sürer. Sonunda kız dayanamaz başka erkeğe aşık olur."
yüreğim ağır senfoniler söylemiyor artık; kırılgan bir melodide yetiyor özlemem için seni... içinde sen olmayan hayaller kurmaya çalışıyorum; başaramıyorum...