yaşadıklarından beslenip kalemine vuranların en çok kullandığı sözlerden biri. bir ilham geldi ve ben bunları yazdım;
"...şehrin kasvetli günü,
kırık dalların arasına çökmüş kalp kırıklıkları,
ucu yanmış kağıtlara,
sendelemiş fırtınalar yazılmış.
bu yaşanılmış yazılanlar
bu yaşanılası yazgılar çok acıtıyor bu ara..."
mahalle maçında degaj yaparken terliği ayağından fırlayan kaleci,bak dünyayı kaldırıyorum diye gösterdiği fotoğrafta amuda kalkmış olduğu anlaşılan amca,atari salonunda son jetonu hangi oyunda değerlendirsem düşüncesindeyken abisine kaptıran ilkokul talebesi.
bermuda şeytan üçgeni gibi.
seviyorum lan sizi.
"Havanın soğuk olduğu bir çarşamba gününde ısınmak için girdiğim dershanede gördüm hayatımın anlamını. Sınava hazırlanan bir öğrenciydi benim biricik bebeğim. Saçlarını salmış omuzlarına. Elinde bir kalem. Önünde bir test kitabı. Başlamış çalışmaya. Başlamış başlamasına da onu rahatsız etmemek için bir ön sırasını oturmuş, onun sorusunu bitirmeye bekleyen bir erkek var. Bu erkek hem o anın etkisiyle hemde içinde bulunduğu duyguyla kolunda saat olduğu halde sorar kıza;
-Merhaba. Saatiniz kaç ?
+15.30
-Teşekkürler.
Bu konuşma erkeğe pek yetmemiştir. Kitap okuyan erkek kıza dönüp;
-Ayracımı evde unutmuşum. Fazladan ayracın var mı ?
+Bunu verebilirim.
-Teşekkürler. Ben Emre.
+Memnun oldum bende Merve.
Bu tanışma uzun bir ilişkiyi başlatır. Çok uzun sürer. Sonunda kız dayanamaz başka erkeğe aşık olur."
duygu yoğunluğu yaşanan dönemlerde daha verimli olan ve bunları yazan insan söylemi..
işte yine bir ilham geldi ve ben bunları yazdım;
"..sen Ne zaman gelsen aklıma,
Gelip oturuyor Acı bir tebessüm dudaklarıma..
sensiz melodilerin kırılmış Notası,
Buruk sesi geliyor kulaklarıma derinden...
Daldaki yuvasından minicikk Bir kuş düşüyor;
Sıcak avuçlarıma çırpınarak çaresiz..
işte bende seni Ne zaman düşünsem,
sen Ne zaman aklıma gelsen,
hüzünlü bir ağırlık Çöküyor gönül yapraklarıma,
Kaldıramayacağım kadar ağır olan..."
hüzün yağmurları ile ıslanan şehr-i istanbulun bir kör karanlık gecesinde bıraktım aşklarımı.bana kalan yalnızlıkları alıp üstüme bir daha bu kalbi kırdırmamak üzere terk ettim artık sevmeleri.küçük bir çoçuğun oyuncağını kaybettiğinde döktüğü gözyaşlarını içime hapsediyorum şimdi...
...kardelenler arasında kalp kırıklıkları
gidişinle sendelemiş ruhumun fırtınaları
deli çağım, acı yanım
toy zamanım
sana çok uzak sana çok yakın
resmini silmiş gönlümdeki yarınların
ajandama çizdiğim suretinle karşılaştım bugün yine. tesadüfen o sayfa açılıverdi gözümün önüne. baktım şöyle bir. o hatırlayamadığım anda ne de güzel resmetmişim kafamdaki görüntünü. bir ilham gelmiş ve ben o resmi karalamışım. bir ilham gelecek bir gün ve ben seni karalayacağım. benim hala umudum var hatta.*
bir ilham gelmiş ve yılmaz erdoğon bunları yazmış..
--spoiler--
YAĞDIKÇA...
Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan
Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler
Çalan, çaldıran, yakalatan
Adı bende gizli bir kadındı istanbul
Şehre bir yağmur yağdı
Ben ağladım
Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan
Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses
Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü
yerlerinden
Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk
sipariş edildi yeniden
Bir şehre yağmur yağdı
Ben ağladım
Kim daha çok yalan söndürdü çay
bardaklarında
Hangisi talandı demli öpücüklerin
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı
Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu
Soyulur muydu kabuğu hayatın
Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?
Yağmur şehre bir yağdı
Ben ağladım
Ben ençok seni götürdüm giderken
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı
sen ah bir sen, özlemini duyduğum, düşlerimi süsleyen
sen ah bir sen, seni beklerken içimi titreten
sen ah bir sen, gözleinin içindeki parıltıyı gönlüme aşılamak için bekleten
sen ah bir sen, beklenen hayelleri geçekleştiren
sen ah sen neredeysen artık çıkıp geliversen...
...Karanlık sokağın sonundayız esmer gözlerimizle ve birlikte... Aşkın şarkısı çalıyor şimdi bize ve onu kabullenebilmemizi bekliyor. Bizi bekliyor... Sesin örtülü üzerime...Ölümüzle, dirimizle ve hatta arkamızdan ağlayanımızla başka frekanslara kapatıp kendimizi bakakalıyoruz şimdi saadetimize. Umut ettiğimiz saadete...
ilham gelip geçici bir şey galiba. Yine geldi bak. Hava ısınıyor gide gide. Omzumdan aşağıya terler boşalıyor. Seninde boşalıyor mu sevgili ? Ben yanıyorum hasretinle. Sende yanıyormusun sevgili. Uzun zamandır göremiyorum seni. Ama kokunu bile unutmadım. Zaten senden daha güzel bir varlığı bulamadım. Susuyorum. Sana susuyorum. Her şeyi tattım ama senin gibisini tadamadım. Yazıyorum sevgili. Yazıyorum ki sana olan özlemimi paylaşıyım. Sevgili, sende benim gibi bir tat buldun mu.? Bulamazsın ki sevgili. Daha iyisiyle meşgul olursun belki. Yada sende özlersin beni. Aradan 1 ay geçti hemen hemen. Yıkılmadım ama bittim ben sevgili. Ya gel beni tekrar canlandır. Yada çık hayatımdan kurtar beni bu cehennemden sevgili. Sevgili gelmeni bekledim ama gelmedin. Gelirmisin bilmem. Yerini başka bir insanla dolduramıyorum sevgili. Sana susuyorum susuyorum. Bazen de susuyorum, kesiyorum sesimi içime kapanıyorum. Dışardan normal gözüküyorum. Ama içimi kimseye dökemiyorum ki sevgili. Şimdi benden tamamen koptuğunu, hiç bir bağ kalmadığını sanıyorsan yanılıyorsun sevgili. Hala 2mizde aynı gök yüzünü görüp, aynı havayı soluyoruz. Aynı yağmurlarda ıslanıyoruz sevgili. Ama beraber ıslanmıyoruz sevgili. Sen yağmurdan kaçıyorsun ben yağmura sarılıyorum.
sokaklarda yanimda dolasan yagmur
geceleri basucumda duran yagmur
avucumda ellerin yerine yagmur
vur yüzüme vur yüzüme
saçlarimda nefesin yerine yagmur
dudagimda dudagin yerine yagmur
gökyüzünden çaresizligimi yagmur
vur yüzüme hadi vur yüzüme
yagmur..
Seni unutmadım sevgili. Sende bulamadığım tadı zevki aramıyorum sevgili. Sadece yokluğun yüzünden yanan hasretimi yağmurla söndürüyorum sevgili...
...Gittiğin yerlerden zehirli masallar getirdi rüzgar bana... ellerin benimken güzeldi... benim ellerim kimde? Bilmiyorum.
Ararsan yokum... günahlar işliyorum ve sana yalanlar hazırlıyorum... gidişimi öperek uyandır koynunda... gidiyorum...
Ben bu günahları sen yoksun diye işledim, taş yapar mı allah beni bilmiyorum...
Her gülüşümde bir hüzün saklıdır.
Sen yanımda olmayınca
Dertler binse birbiri ardına
Hayat sırt çevirse bana
olmasa bir elimden tutan
olmasa dostlarım yanımda
hatta azrail dayansa kapıma
umrumdamı ki dünya sen yanımda olmayınca.
ilham hoşgeldin keşke ilhanı da getirseydin.
ilhan diye birini tanımıyorum ama iyi biridir diye tahmin ediyorum.
ilhan ilham vs derken bir kafiye tuturmaya cabalıyorum
sanırım başarılı olamıyorum ,gittikçe sacmalıyorum,aslında bıraz sacmalamakta istiyorum.
bir baslık gordum oylesıne yazıyorum.
sanırım geldigini sandım ilham ,aslında hic ugramamıssın.
ben yıne kendımı kandırıyorum.
bırgun gelırsın dıye beklıyorum.
yüreğim ağır senfoniler söylemiyor artık; kırılgan bir melodide yetiyor özlemem için seni... içinde sen olmayan hayaller kurmaya çalışıyorum; başaramıyorum...