bir ihanet öyküsü

entry2 galeri0
    1.
  1. bir aşk öyküsü yazmaktan ziyade acı olmayan ancak acıtan bir öykü, paylaşmak istediğim.
    pek de kendi halinde olmayan, günümüz diliyle, aşırı sosyal, geniş arkadaş kitlesi, sıcak selamlaşmalar, gezmeler, eğlenmelerle dolu dolu yaşayan kadın kişisi ve ihaneti.
    aldatmak... göreceli belki de ya da gözüktüğü gibi değil. hiçbir haklı yanı olamaz elbette, aşk bile olsa arada. bir de kişinin kendisini aldatması var ki, geri dönüşüme uğrayamayacak kadar yıpratır, yok olamayan plastikler gibi kirletir kişinin doğasını.
    nasıl olur da bu denli aptal olabilir diye düşünmeden edemiyorum... hoşlandı günün birinde uzaktan gördüğü ve aynı kalabalık, rezil mi rezil, çalıştığı yerde. ve ertesi yeni gün onun için uyanmaktan başka çaresi yokmuşçasına giyindi en tatlı elbisesini; boydan kısa, tam da mini olmayan, siyah üzerinde beyaz çiçekleri olan, şifon yerli, esintili elbisesini, kendisini mutlu, hoş ve çekici hissedecekti ve bunun verdiği güvenle fink atacaktı ortalık yerde ve farkedecekti erkek kişisi, kadın bihabermişçesine. izleyecekti, kelebek gibi kanat süzen, çiçek gibi kokan yanından geçtiğinde, kendisini büyüleyen en küçük zaman diliminde... tekrar göremeyeceği korkusu titrecekti tüm hücrelerini... ona erişebilmenin zor olmasından korkarken, cesaretlenecekti arada, koşup gitmek isteyecekti yanına...
    çaresizdi, o gün uzun sürmeliydi, zamana ihtiyacı vardı çünkü. birden kendisinin çalıştığı masada otururken gördü kelebeğini, bilgisayarda işi vardı ve inanılmaz güzeldi. toparladı kendisini ve kaybetmemesi gereken dosyaların olduğunu onları kendisinin e-mail adresine gönderip yedek olarak saklayabilmesi için rica etti. saçmasapan da olsa hislerinin verdiği çılgınlıkla çıkıverdi ağzından ki, kabul etti kadın kişisi kibarca.
    aradan geçen birkaç gün boyunca, maillerine baktılar, gözlerini kırpmadan, hayallerine engel olamadan. ertesi günün, onu yeniden görebileceğini düşündürmesi, deli ediyordu her ikisini de.
    sonunda beklenen an geldi ve erkek kişisi kahve içmek istedi hayallerini süsleyen periyle, ismini bile bilmiyordu üstelik.
    ikisinn de hayal edemeyeceği kadar hoş ve büyüleyici anlar geçirmişlerdi, akıp giden zamana, batan güneşe engel olmak istercesine acı çekiyorlardı, ayrılmak üzerelerdi. kaçınılmazdı artık ortalığı kaplayan büyünün esiri olmaktan. mutluluktu esen rüzgarın taşıdığı toz tanelerinin gözlerdeki yangısı. gerçekti kadın kişisine göre, korkuyordu erkek kişisi nedensiz...
    mutlu edemezdi çarpıldığı kadını, kopmamıştı henüz umut verdiği eski sevgilisinden. iyi kızdı ona göre ve üzemezdi, vefa borcuydu belki de dizginleyen. engel olamıyordu, yakmak istedi tüm gemilerini. umarım başarabilirdi...
    birlikte geçirdiler o geceyi, çakırkeyftiler birazcık, özlemişlerdi sanki birbilerini, beklemişlerdi yıllarca...
    erken saatleriydi sabahın, gitmesi gerekiyordu erkek kişisinin, endişe duymaya başadı kadın kişisi bu pervasız gidişten. sorgulamadı, konuşmadı her ikisi de.
    bir soğuk rüzgar esmekteydi yeni günde, ayazdı, üşüyordu kadın kişisi, içindeki kocaman olmuş ateşe rağmen. gelmeliydi beklediği an ve yüzleşmeliydi... aradı... aradı...
    yeni bir şerefsiz miydi tüm benliğini alıp götüren, göklerde uçurup da yere çakılmasına izin veren.
    acılar içinde kıvranmaktaydı erkek kişisi, eski sevgili vardı üstelik en yakın arkadaşı da giriverdi araya, çok hoşlandığını söyledi bir kadından... evet, aynı kadından... allak bullak olmuş, elleri arasında sıkıştırdığı kafasını koparıp atmak istiyordu beyninden. karar veremediği bir anda aradı kadın kişisini ve en yakın arkadaşından bahsetti, bir daha görüşmenin yanlış olduğunu anlattı sesi titreyerek.
    bu tür sevimsiz bir habere katlanamayan kadın, üzüntüden olsa gerek vurdumduymaz, acımasızın teki oluverdi. çok geçmeden kendisini aradı aşık olduğu adamın en yakın arkadaşı ve 'intikam'ın gözünü kör ettiği anların verdiği kızgınlıkla kabul etti görüşmeyi, izin verdi sevgilisi olmasına. böylece arkadaş ihanetini tatmış olacaktı erkek kişisi. fakat bilemezdi kadın kişisi ihanet ettiğini kendisine, aşkına, tüm duygularına...
    pişmanlıktı artık içinde tek taşıdığı. bıraktı yeni oğlanı da ansızın, harcadı onu da. ne de olsa amacına ulaşmıştı artık, kaybetmişti en yakın arkadaşını erkek kişisi. ama sevdiğiyle birlikte olabilmenin tüm ihtimallerini de harcamıştı en küçük kırıntısına kadar. inanılmaz pişmandı...
    1 ...
  2. 2.
  3. yaradanına ihanet eden insanın öyküsü.
    üstüne tanımam.
    vatanına ihanet eden hayvanın öyküsü hemen peşinden gelir.
    anasına babasına, eşine, sevdiğine, çocuğuna ihanet eden insanın öyküsü olarak devam eder liste.
    en sonunda bizzat ihanet sahibi tarafından yazılan kendine ihanetin öyküsü gelir ki içler acısıdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük