Tek oturuşta okuyup bitirilebilecek Victor hugo romanı. Doğrusu kargo parası ödememek için 5 tl'ye ucuz diye aldım ve etkilendim. Mahkumun idamına sayılı günler kala yaşadıklarını hatta düşündüklerini düşününce tüylerim diken diken oluyor. Haklı/haksız olsun bir insanın Cezasından dönüş olmayacağını bilmesine rağmen idam anına kadar herkesten merhamet dilenmesi, kaçıp gitmesi için askerlere hiç gerçekci olmayan teklifler yapması biraz üzücü.
Fakat kitap biraz eksik anlaşılmış diye gözlemledim biraz. Çoğu kimse mahkumun adam öldürmekten haklı yere giyotin cezasına çarptırıldığını ve bu yüzden bu idam cezasının doğru bir karar olduğunu savunmuş. Bu söyleme kısmen katılmakla beraber Victor hugo'nun önsözde belirttiği bir durum var; mahkumun ailesinin, özellikle küçük kızının ne suçu var? Onu babasız bırakmanın sebebi ne? Onlara bu saatten sonra kim bakacak? Onları bu fakirliğe ve sonrasında hırsızlık yapmaya teşvik edilmesi neyi değiştirecek? Daha da Garip olan konu ise fransa'da idam cezalarının hala yakın bir tarih olan 1981 yılında kalkması ve son idam cezasının da 1977 yılında verilmesi. Bu dünya yaşamak için harbi çok ilginç.
insanı darmadağın yapan kitap. Bu derece etkileyici olmasını sağlayan şey müthiş bir üslup veya enfes betimlemelerden ziyade yazarın bu konuyu inanılmaz bir şekilde içselleştirmesi ve adeta her okuyanda bir idam mahkumu duygusu yaşatması. Hani bazı filmlere çeşitli uyarılar koyuyorlar +13 gibi. Bu kitaba da mutlaka bir uyarı konulmalı. Aşırı hassas veya duygusal yönden sıkıntılı günler geçirenler bu kitabı asla okumamalı.
Daha yüksek beklentilerle aldığım için, beklentimin altında bir kitap diyebilirim.
Eksik bulduğum tarafı, hugo'nun hep son günlerini yaşayan bir mahkumun psikolojisi ve idam kurumunu eleştirmek üzerinden gitmesi, adalet kavramına hemen hiç yer vermemesi.
Bu adamın suçunun ne olduğu tam olarak belirtilmemiştir, sadece başlarda avukatı bunun bir kasten öldürme sayılmayacağına dair güvence vermektedir.
dün akşam üzeri telefonum bozuldu, muhtemelen yeni bir telefon almam gerekecek (5.senesine girdi) tuvalette zaman geçirmek için kitaplığımdan bir kitap arayışına girdim ve victor hugo'nun bu kitabını buldum, bordo siyah yayınları'nın bastığı bir kitap. daha önce okumamıştım sanırım tuvaletten tuvalete okumak için başlayacağım bu kitaba, umarım güzel bir kitaptır.
Victor Hugo'nun yazdığı tek solukta okunan bir kitap.Az önce bitirdim.Kitabı bitirdiğiniz zaman gerçekten etkileniyorsunuz,içiniz daralıyor.Mahkumun düşünceleri ve ruh hali kendinize 'ya bu mahkum ben olsaydım?' sorusunu sordurtuyor.
Kitapta mahkumun suçunun ne olduğundan bahsedilmiyor.Ufak bir kısımda cinayet suçu geçiyor diye hatırlıyorum ama emin değilim,çokta mühim değil.Ya bu mahkum bir çocuk tecavüzcüsü olsaydı ve bu suç kitabın başında belirtilmiş olsaydı.O ızdırap dolu, acı içinde geçen saatleri okurken yine de üzülür müydüm yoksa zevk alarak mı okurdum diye düşündüm.
Kitabı okuyacak olan arkadaşlar,zihninizde ahlaki bir tartışma yaratmak istiyorsanız kitabı okurken mahkumun suçunu benim hayal ettiğim gibi hayal edin.
victor hugo'nun bir kitabı. okurken sigara paketiniz yanınızda olsun.
edit: okumaya üşenenler aşağıdaki linkten radyo tiyatrosu şeklinde dinleyebilir. sezai aydın mükemmel bir seslendirme ile kitabın tüm ruhunu size aktaracaktır.
Yaklaşık 1-2 saat civarında bir nefeste bitirdiğim, beni beynimden vurmuş Victor Hugo kitabı. Bir idam mahkûmunun hislerini yaşamak, hatta iki saatliğine idam mahkûmu olmak, zor.
Hayatıma yön veren en önemli şahsiyet olan victor hugo'nun insanı derinden etkileyen kitabı. Kitabı sürekli duraklaya duraklaya okumuştum. Bu kitabı okuyup da hala idamı savunan insanın ciddi psikolojik problemleri vardır.