ancak yolun sonuna gelindiğinde pişman olur insan.. ancak yol/ömür bittiğinde farkına varır aslında hiç olduğunun.. pişman oluyorsa eğer bir hiç'tir yaşadığı hayat.. ve bunu kendi yüzüne karşı kusabiliyorsa eğer ömrünün her anına ağlar kalan zamanında..
bunu anladığın gün vurma o kafanı taşlara. bir hiç değilmiş ömrünü adadığın belli ki bir dönem senin gözünde.
değer vermiş, belki katlanmış, belki görmezden gelmiş ama yaşamak istemişsin. yaşamışsın da ama iyi ama sancılı. "o zaman farkettim aslında ama sürdürdüm o şekilde yaşamayı" deme şimdi. belli ki varmış tutunacak sebeplerin, inandıkların ya da umutların. ne zaman ki tak etmiş canına, anlamışsın değmediğini heba olmuş yılların di mi ?
yapma. istersen "keşke" ile başlayan cümleler kur, istersen yaşa pişmanlığını dibine kadar. hakkını ver üzgün olmanın. hem ömür tüketmek de neyin nesi? tükenir miymiş öyle kolay ömürler? sıcağı sıcağına varılan fikirlerden bu. pişmanlık, üzüntü, uğranılan haksızlıklar, değmediğini görmek , taktığın şeyin aslında bir halt olmadığını anlamak. sil baştan madem. omzunun üstüne koyma geçmişini, koy cebine yürü ilerle.
az teselli etmeyi bil kendini. "yaşanacakmış yaşandı" de geç yahut "yaşandı bitti" de avun ya da boşver bir açıklama arama kendi kendine. o vakitler, bir hiç değilmiş işte senin gözünde. zaman geçtikçe en önem verdiklerin en umursamadıkların, en sevdiklerin hiç özlemediklerin, en emek verdiklerin en kolay vazgeçtiklerin olabiliyor çünkü.
sahiplen yaşadıklarını sonunda zararlı sen olsan da. bunu anladığın gün vurma o kafanı bulduğun taşlara.