yıllar önce bizim arkadaş bi maç ayarlamıştı. maç akşam 7-8 gibi falan. biz erkenden indik sahaya, e yapacak bir şey de yok, gittik oturduk birahaneye. saat akşam oldu, yıkıla yıkıla gittik sahaya, hepimiz pert olmuşuz zaten, bir de kalecimiz kayıp üstüne. baktık mahallenin şarapçısı dolanıyor oralarda, "beton şevket" adı, adam harbi beton çünkü kıpırdayacak mecali yok pezevengin. aldık şevket'i de kaleye, başladık oynamaya. hava boğucu, maçtan önce de içmişiz zaten, zor duruyoruz ayakta anlayacağınız. bir ara devre oldu karşı takıma abileri taktik veriyor ateşli ateşli. bizim abiler de bi kasa bira getirmişler serinlersiniz diye. o kasayı da sikerttik devre arası. ve işin saçma tarafı ne biliyor musunuz, biz o maçı aldık amına koyiim. nasıl becerdik kimse hatırlamıyor.
hızlı oynasana lan denilen kalecinin sahayı terk etmesi. dakika üç falan. 30 yaşında bir de ayıp yani. bir de götünü kaldıramayan göbekli amcaların rövaşata denemesi çok komik oluyor.
büyük tuvaletin gelmesine rağmen arkadaşları bırakıp gidememek ve o kakanın yavaşça şorttan süzülüp çimlere bulaşması kuruyup kokmaya başlaması ve eve gidememek.*
dershane öğretmenleriyle gidilen şehrin en pahalı halısahasında maçtan sonra -ne hikmetse- öğretmenlerin ortalıkta gözükmemesi ve parayı öğrenci takımın ödemesi.
kalecinin arka arkaya yaptığı iki degajın da rakip takımın sinirli adamının kafasında patlaması ve adamın ''bilerek yapıyorsun'' diyerek kalecinin üzerine yürümesi ve maçın gerilmesi. aslında tamamen kalecinin saflığı.
benim kaleci olduğum maçta gol olmaması,
defansta olduğum maçta gol olmaması,
ilerde oynadığım maçta gol olmaması,
kısaca benim oynadığım maçta gol olmaması, şok edici olabilir.
önde olduğumuz her halı saha maçının son on dakikasında nickimden ilham alarak topu köşe gönderine götürüp zaman geçiriyorum. birlikte maç yaptığımız kişiler dumur oluyorlar bense çok zevk alıyorum ama hafiften de tırsıyorum. bi gün birisi çok fena dalacak bana.
-elektriğin gitmesi ayrıca jeneratör olmaması.
-kız arkadaşın seni izliyor olması
-sahanın üstü file ile kaplı değilse topun üstten dışarı çıkması (bkz: atan alır)
-maçı hiç ama hiç önemsemeyen bir arkadaşın takımında olması