bir hakemin başına gelebilecek en berbat olay

entry1 galeri0
    1.
  1. tanımlıyorum abi, eğer ki hakem bensem üst sınırı olmayan kötülüklerdir.. niye, çünkü malım..

    üniversite 1. sınıf.. bir girişimcilik ruhu sarmış sarmalamış bedenimi.. ''madem ki lise bitti, niye girişmiyorum..'' mantalitesi hakim.. bu mantıkla kampüste gördüğüm ilk adama tekme tokat dalmam hayırlı bir sonuç vermeyince ben de bu mottomun anlamını tekrar düşündüm.. ve arkadaşımla bir organizasyona giriştim:
    halı saha turnuvası..
    şimdi devlet üniversitesi ortamı, üniversitenin olanaklarını ve kaynaklarını kullanarak para kazanmak yasak.. biz de sanki sevabına düzenliyoruz ayağındayız turnuvayı ama tabi ki bir dolaplarımız var nacizane, para götürdük epey.. neyse konu o değil..
    turnuva başlamadan önce de, çok profesyoneliz ya ingiltere premier ligi kuruyoruz ya, her maça hakem sözü verdik.. paramıza da kıyamadığımız için her maçı ya ben, ya arkadaşım, ya da kafaladığımız başka bir arkadaş yönetiyor.. öyle gül gibi geçinip gittik belli bir süre..
    ancak turnuva ilerledikçe gerilim arttı.. (bir maçta en yakın arkadaşlarımdan biri ''tüüü senin kalıbına bok hakem!'' diye tükürdü lan bana resmen.. uyarmakla yetindim çünkü sarısı vardı, sonra güldük baya..) öyle ki turnuvaya başka bir fakülteden katılan takım ''tabi hakemler işletmeci, takımlar işletmeci, bilmiyorum yani.. önümüz kesiliyor.. temiz bir lig istiyoruz..'' falan demeye başlamışlar kendilerini kaybedip.. lan işimiz gücümüz yok senin salak takımına karşı işletmeyi kollayacağız mal herif.. umrumuzda bile değil, bizim için o an dolabımızı ortaya çıkartacak herkes düşman sadece, başka bir ayrım yok..
    neyse ben de böyle yüksek tansiyonlu bir müsabakaya atandım (atayan yine ben).. gruptan çıkma mücadelesi.. iki takımın maç öncesi antremanlarında kemik sesleri çıkmış, sonrasında bu seslerin diğer takımın tuttuğu afrikalı bir büyücünün yere tavuk kemikleri atarak büyü yapması sonucu çıktığı falan öğrenilmiş, pis bir ortamda başladı maç..
    ilk başlarda bir sorun yok.. kararlarım sorgulanıyor ama benim kendime güvenim tam.. ta ki faül kararı verdiğim bir pozisyon sonrası lehine hükmettiği topçu ''haha nası da yedim hakemi..'' tipiyle sırıtana, rakip takım da bunu yakalayana kadar.. burada kaybediyorum kontrolümü..
    her kararım dehşet yaratıyor artık.. kan görmüş camgözler gibi geliyorlar üzerime.. maç 1-1 devam etmekte.. ve o an geliyor:
    kalenin yan ağları delik baba.. taraflardan biri de sağdan orta şut karışımı bir vuruş yapıyor, top kalenin içine giriyor.. ama bulunduğum noktadan yandan mı girdi, yoksa nizami bir gol mü anlamamın imkanı yok.. tepkilerden çıkartayım diyorum; iki yöne de çekilebilecek hareketler.. şutu çekeni alkışlıyorlar falan; bu alkış teselli alkışı da olabilir tebrik alkışı da.. izleyen heriflerden birine sorayım falan derken bir bakıyorum top santra noktasının oralarda, santradan kendileri de başlatmış olabilir oyuncular, normal devam da etmiş olabilir oyun..
    ulan resmen oyun hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor ve ben durum 1-1 mi yoksa 2-1 mi bilmiyorum.. kabus gibi.. çaktırmıyorum da ama eğer biri sorsa ''hoca kaç kaç?'' diye ''neden olmasın?'' cevabını verip vınlayacağım çaresizlikten.. tek ümidim golü (gol?) atan takımın farkı arttırması ki o golün güme, karambole gitmesi.. hayır anasını satayım, hayır.. 2-1 bitiyor maç.. ya da 1-1.. hala emin değilim..
    maç bitti millet dışarı çıkıyor artık.. en mülayim adama yanaşıyorum.. ''ya'' diye başlıyorum söze.. ''sizin şu ikinci golü kaç numara attı.. gol krallığı için şey etçektim..''
    ''neaa.. ikinciiee? gol mü attık lo?'' cevabıyla teşekkür edip kaçıyorum.. eğer ki o herif biraz daha uyanık olsaydı ben belki de linç olmuştum, federasyon ve dekanlık tarafından 3 aylık hak mahrumiyetine çarptırılmıştım..

    off, allah düşmanımı düşürmesin valla feci dakikalardı.. o günden beri hakemlere ibne derken iki defa düşünürüm.. en fazla bok hakem diye yere tükürürüm..
    30 ...
© 2025 uludağ sözlük