içinde bulunmak zorunda kaldığım yoğun temponun özeti.
maddi ve manevi olarak getirileri, götürülerini asla telefi edemeyen yaşanım.
stres, uykusuzluk, baş ağrısı, boyun ve bel ağrısı, yoğun yorgunluk ve kırgınlık hali.
çalışmak, çalışmak, çalışmak.
arkadaşlarıma şöyle özetleyebilirim;
geçen salı izin günümdü ama maalesef çalışmam gerekti, o gün bugündür saat 10:00-24:00, bazı günlerde 07:00-01:00 çalışıyorum, ikinci izin günüm gelmek üzere ama ben hala çalışıyorum. cumartesi ve pazarda dahil. hesaplarınızı 168 saatden 100 saat düşme üzerine yapmayın, günde sekiz saat mesai yapması gereken bir adamın yaklaşık 10 gün içinde bu günlük sekiz saatin üstüne 100 saati aşan fazla mesai yapmasını hayal etmeye çalışın, işte tam o anda karşınızda beni göreceksiniz.
edit: işinizi, işyerinizi ve işvereninizi sahiplenmişseniz, zor gün dostu iseniz, sadakat ve cesaret en büyük erdemleriniz ise kölelik değil, özgürlüktür. yorulursunuz, insanüstü çabalar gösterirsiniz ama asla
yüzüstü bırakmazsınız.