sol framein abuklaşması, dolayısıyla yazılacak başlık bulunamaması sonucunda sığınabilinecek en güzel liman *. ilginç başlıklar gelebiliyor geçmişten...
bütün hayatınızı, aradığınızın tam önünüzde olduğunu fark etmeden yaşayabilirsiniz.
-seni kırkında hayal edebiliyorum, dedi sesinde bir imayla.
-şu an bile gözümde canlandırabiliyorum.
genç adam, gözlerini açmadan gülümsedi.
- devam et.
ayşe kulin'in, siyasi hükümlü kürt kızı ile bir gazetecinin röportajını anlatan romanı. bir röportaj ile başlayıp ta çoukluğa kadar iniliyor ve olaylar gelişiyor.
tıklayınca herhangi bir günde, altına bir şeyler yazılmış başlıkları getiren sözlük düğmesi. lakin "bugün", "dün" gibi kardeş düğmelerde ü harfi kullanılmasına rağmen, bu düğme hâlâ "bir gun" olarak durmaktadır. garip...
rastgele bir gün seçip, o günün başlıklarını gösteren buton.
ben sıkıldım sürekli bu butonu ziyaret etmekten. eminim o da yeter ulan bıktım basma artık diyordur.
napayım aga...
ulan sol çerçevede yazacak bir tane adam gibi başlık bulamayınca direkt buna başvuruyorum. hatta 3-5 sefer basmak zorunda kalıyorum çünkü 2 ay öncesinin başlıkları dikiliyor karşıma o başlıklar da bugünkülerle aynı bok. neyse allahtan arada bir 2006, 2007 başlıkları geliyor okuyorum, yazmaya değer bir şeyler buluyorum.
sözlüğün ilk yıllarındaki başlıklara bakıp sonra iç geçiriyorum. vay anasını harbiden kaliteliymiş, analar ne yazarlar doğurmuş diyorum.
not: bir de "tarihe git" git şeklinde bir buton olsa istediğimiz günün başlıklarını görebilsek. zall'a duyrulur.
bir ege çubukçu şarkısıdır. adamın tek sağlam şarkısıdır.
sözleri;
Esrarli bir gece vakti
ya da yağmurlu bir akşam üstü.
Belki de güneşli bir öğle vakti,
bakarsin bir gündönümü.
Bir gün ama bir gün, burada olmadığım bir gün.
Mutlu olabilirim, huzuru bulabilirim, kaçabilirim
yok olabilirim. Uzaklaşabilirim buralardan,
çaktırmadan, ayıltmadan;
elâlemi yâri anayı bekleyenimi üzebilirim.
O gün, kötü gün kördüğüm budur.
Kendime sözüm, kendi özüm gözüm.
Kara aslan gönlüm, çekip gitmeyi ister.
Bir gün haksız sayılmaz, hakkini çalmaz kimsenin.
Güzellik ettim, kötülük biçtim, seçmedim, ayırt etmedim
kimseyi kimseden çok sevmedim.
Asla demedim. Kimseye yok kinim. Dürüstlüktür dinim.
insanlığa dair bunu bilirim.
Sebebim yok ki bir sınırı bu kalbimin.
Özgür ruhlu,paradan tuzlu bu geminin nuhu yalandan gururlu.
Altın kumu, sevgi unu, üzmesi kolay çalması zorlu.
Yine kolay olanı seçti insanoglu. Doğası yılanlari geçti
Tepti iyi olanı. Kötülük biçti.Tarih tekerrür etmeyi bildi.
Ve şimdi önünde iki seçenek, ya kalıp acı çekecek
ya da bilecek doğru seçeneği bulmayı.
Doğru seçenek, bir gün çekip gitmek.
Bir gün ama bir gün, burada olmadığım bir gün.
Mutlu olabilirim, huzuru bulabilirim, kaçabilirim
yok olabilirim. Uzaklaşabilirim buralardan,
çaktırmadan, ayıltmadan;
elâlemi yâri anayı bekleyenimi üzebilirim.
Gözlerin,
göz kapağı hapishanesinin müebbet mahkûmu olana dek,
bunlar sürecek. Üzme kendini göreceksin değmeyecek.
Bir gün acılar dinecek diyecek, bekleyeceksin
belkide gelecek.
Ama mutluluğun geç kalabilme ihtimali mevcut.
ve de had safhada.
kaçmak tek çare. Kendine et sen her neler edeceksen ama
bile bile çek cile
ya da çek git bir gün doğru bildiğin yere.
Bir gün ama bir gün, burada olmadığım bir gün.
Mutlu olabilirim, huzuru bulabilirim, kaçabilirim
yok olabilirim. Uzaklaşabilirim buralardan,
çaktırmadan, ayıltmadan;
elâlemi yâri anayı bekleyenimi üzebilirim.
Bir gün ama bir gün, burada olmadığım bir gün.
Mutlu olabilirim, huzuru bulabilirim, kaçabilirim
yok olabilirim. Uzaklaşabilirim buralardan,
çaktırmadan, ayıltmadan;
elâlemi yâri anayı bekleyenimi üzebilirim.
On basışımdan en az yedi veya sekizinde 16 kasım 2008 tarihini önüme koyan sözlük butonu. Acaba herkesin mi böyle yoksa sadece bana mı denk geliyor merak etmiyor değilim.
kürdün ve türkün nasıl dost olabildiğini gösteren bir ayşe kulin romanı. yıllarca aynı topraklarda yaşamış, yeri geldiğinde birlikte savaşmış iki ayrı etnik kökenin yer yer birbirine ne kadar benzediğini, yer yer düşmanlığın ne kadar anlamsız olduğunu gösteren güzel bir roman.
bir edip cansever siiridir,gelmeyecek "bir gün" icin;
O "bir gün"
Yuvalanmış sanki içinizde
Buğulu cam tıpkı
Hiçbir şey görünmüyor
Besbelli dışınızdan bakıyor size.
Yokuş aşağı, yokuş yukarı
Düzlerde, eğrilerde
Yansır ondan size her ışık
Bırakılmış bir bıçaktan döğüşte.
Beklemek, avuntu--bir silah patladı uzakta--
Yakında bir tel koptu
Durmanın durgunluğu--yeterse--
Sürsün bir süre böyle--ne çıkar--
Emzirsin içinizi o sonbahar bulutu.
Gelecekte, dediniz--ama ne zaman--
Kim bilir, belki de geçmişte
Yağmurlardan kalan kimsesizliğin
Saklıdır acısı o "bir gün" de
"Bir gün" buluşuruz--çok iyi--
:Bir gün" dü, hani nasıl--silinti--
Gerisi döküntü günler
Ola ki beslemekte "bir gün"ü hepsi *