Uyurdum. Hic kendimi itirafmis hayati sorgulamakmis kasamam. Ben zaten bir uyusam bir gun kalkmayacak potansiyele sahibim. Olmeden önce yormayim kendimi. Omur tarafta kopru uzunmus diyollar.
Gece sahile giderdim. içerdim biraz, ölüm korkusuyla dolan yüreğimi sakinleştirmek için. Sessiz sessiz dalgaların sesini dinlerdim. Sonra derdim kendime " ölecek olman bir şeyi değiştirmiyor, sen zaten yaşamıyordun" ve sonra bi sigara yakar, bağırırdım sesim çıktığı kadar "hiç sevmedim seni dünya" diye hem de hiç.
herşeyin bir yeri ve bir zamanı vardır. yemek yapmak gibi malzemeleri uygun şekilde hazırlamadan bir tencereye atıp dört dörtlük bir yemek çıkmasını bekleyemezsin.
yinede diyelim ki bir günüm kaldı. öncelikle bir insan var onun yanına gider saatlerce aklımda olan söylemek istediklerimi söyler, güzel bir vedalaşma yapardık. devamında bir insan daha var, o ki kalbimin %44-%46'lık bir bölgesine sahip en yakınımdan bile sakladığım. onunla vedalaşma fırsatımız olmayacağı için onun bulabileceği bir mektup yazardım. saatler saatleri kovaladı hava karardı fazla zaman yok. son olarak biri var varlığı zehirden farksız olan onun bir daha kimseye zarar vermemesini sağlar, başarılı olursam gözlerimi son kez yummak için ilk gittiğim insanın yanına geri dönerdim.
şunu yapardım bunu yapardım kısmı hikaye olan durumdur. herkes için kesinlikle ortak ve asıl olan şey ise; hayat boyunca; yapabilecekken yapılmayan şeyler için pişmanlık duymaktır. yaşadığım hayatın tek bir dakikasından bile pişmanlık duymadım diyen kişi kendini kandırıyordur.
Önce patronun odasına dalar "naabıyon lan tırrek?" Der ensesine şaplak atardım, buradan doğrudan çıkar taze mezun olduğum okuluma gider her anabilim dalı katına çıkıp tek tek "adamsanız tek tek gelin olm" diye atar yapardım. Oradan hooop sevgilimin kapısının önüne gider önce "o adam buraya gelecek" diye olay çıkarır sonra pencereden bakınca "in bi aşşaa in konuşcaz sadece in" derdim. Sorunumuz yok ama ona küçük sürprizler yapın kuralını uygulamış olurdum, yaşasın kadın dergilerindeki ilişki rehberleri!
Buradan sonraki durağım evimin oradaki kuruyemişçi, o abiye gider "abi dört yıldır adımla hitap edip hep halimi hatrımı sorduğun için sağol, ben ölcem de kaju almaya geldim" der elimde kajum oradan çıkar, yandaki dükkandan çiğköftemi de alıp eve gider leyla ile mecnun izlerdim.