bazen neden yaşıyoruz ölsek ne fark eder ki gibi düşüncelere sürükleyen gerçek ama sürekli aklı bu tür düşüncelerle meşgul etmek psikolojik sorunlara yol açar ve kişi hayattan zevk almaz. anı, günü, hayatı yaşa dedikleri bu durum için söylenmiştir.
konuyla ilgili olarak,
en güzel yanı bir gün öleceğini bilmek ama hangi gün öleceğini bilmeden yaşamaktır.
hayat için çırpınmaktır. hayat için umut etmektir.
"umudun bittiği yerde çırpınışlar sona erermiş" (bkz: reis bey)
ateist dallamaların yaş ilerledikçe içine evlat acısı gibi oturacak durumdur. şimdi gençsin hayat güzel, gerçi şu anda ölmeyeceğinin de garantisi yok.
ama öleceğini bilerek yaşamak kadar trajik bir durum yoktur.
"bilerek" ama buna rağmen "yaşamak" yaşamanın gerçek tanımıdır.
"bilerek" ama idrakin verdiği bu bilgiyle "yaşayamamak" çoktan ölmüş olmak demektir.
"bilmeden" ama bir şekilde "yaşıyor olmak" aslında hiç var olmamaktır.
her gün ölmektir. ne bunalım bir cümledir. hayata olumsuz bakarak daha ne kadar kendi ruhumuzu daraltacağız acaba. hayatı yaşamak ne bilmiyorsanız, hiç motosiklet kullanmamışsınız demektir. (bkz: ölmeden önce yapılması gerekenler)
Hepimizin yaptigidir,bu kisitli zamanda sadece akilli olup yarini icin iyi ameller isleyenler, tovbe edip, cok sukredenler, cokca Allahi ananlar kârlı cikip iyiki de yapmisim diyeceklerdir
yaşlılarda ölüm korkusu vardır. bakıcıya şurda yaşlı bir amca vardı dedim. bakıcı toprağa girdi demişti. bende o nedemek anlayamadım. meğer ölmüş. ya dedim öyle desene topraga girdi denirmi. bende konu değişti tohum ekildi gibi anladım.