doğmak ve ölmek, kazanmak ve kaybetmek arasında kurulu olan hayat denen bu köprünün, yaşamaktan, çabalamaktan ziyade başka bir isteği var demek ki sorunsalını doğurması ihtimal dahilinde olan sorunsaldır.
diyerek söze girip sorunsalın çözümünü bulmak için dini ve din dışı yorumlarımızla beyin fırtınası yaparız ve sonunda "gerçekten yaşam saçma be" dersek "iyi öldür o zaman kendini" diye cevapladığımız ve kendimizi bilinçli fikirlerimizle aslında iyi hissettiren soru.
ahirette daha iyi yaşabilmek için dünya da ki sınavdan başarılı olmamız gerekiyor. dünyada yaptığın her şeyin bir sonu vardır. burada yaptıkların iyisiyle kötüsüyle amel defterine yazılır, diğer dünyada günahlarının bedelini ödersin, iyiliklerinin sefasını sürersin. sonunda ölüp ahiret hayatına kavuşacak olman, ahiret hayatı için daha iyi hazırlık yapman için hatırlatıcıdır da.
bekleme salonunda olduğunu bilmek, insana bu sorunsalında yardımcı olacaktır,
mesela ana rahmindeki çocuğa bilinç versen ve desen; "buradan daha güzel, ışık olan, ağaç olan, renkler olan, türlü türlü yiyecekleri tadacağın, solunum yapacağın, ağzından besleneceğin, konuşup, işitebileceğin bir yere gideceksin" inanmayacaktır büyük ihtimalle, ve 9 ay orda kalmanın sonunda doğumdan sonra hayat olduğunu kabul etmeyecektir,
"Madem iman gibi hadsiz derecede kıymetdar bir nimet bizde vardır; ihtiyarlık da hoştur, hastalık da hoştur, vefat da hoştur." bediüzzaman
sanırım ruslar risale-i nuru keşfetmişler iyi seyirler
depresyondaki insanın derdidir.
nasılsa öleceğiz atla gitsin. ama yok öyle dünya. hadi atladın. dini inanışa göre ayvayı yedin. canına kıydın direkt cehennemdesin allah'ın verdiği canı yalnızca allah alır.
dini inancı psikolojiyi geçtim. evrende herşeyin bir sebebi vardır. siz başkaları için lazımsınız başkaları da sizin için gerekli. görevini tamamlamış olanlar ölürler. yaşıyorsunuz çünkü sizin daha tamamlamanız gereken işler var. dünya için evren için, sevdikleriniz için birşeyler yapmak üzere gönderildiniz. kendinizi arayıp bulacaksınız sonra da başkalarına yol göstereceksiniz. yaşamak bu evrene iz bırakmaktır.
ölüm döngünün bir parçasıdır bence. doğuyoruz büyüyoruz ve ölüyoruz. öldükten sonra farklı bir döngü başlıyor. ölümün sadece hissettirdiklerinden bahsedecek olursam; yaşamak zor sanattır. özellikle böyle 3. - 4. dünya ülkelerinde... doğduk bir şekilde. öleceğimizden haberimiz olmadan. hayatı boktan olanın (benim gibi mesela) en güzel sonudur bazen ölüm. hayatı iyi olana bitmemesi gereken bir rüyadır hayat ve en korktuğu şeydir ölüm.
aslında çok büyük bir paradokstur. ne kadar güzel yaşasak da ne kadar berbat yaşasak da her insan gibi sıfırlanacak olmamız ne kadar boşa yaşadığımızı gösterir. diğer taraftan bakarsak da zaten bir şekilde ölüp kimseden farkımız olmayacaksa bize verilen bu ekstra krediyi sonuna kadar kullanmamız gerekir.
Her an ölmekte olan insan söylemi. Asıl yaşamak sınırsız olandır. O ise sonsuz kudret sahibi hayy ve kayyum olanin affıyla gerçekleşecek. Sen bize kabiliyet bağışla ya rab...