Kabullenmek yaşamaya başlamaktır; hayatını daha değerli kılmak..
Surekli ölümden kaçmayı düşünerek yaşamı da kaçırmaktır kısaca. . O yüzden kabullen ve yaşa!
kabonmonoksit zehirlenmesi ile kıyısından dönünce anlıyorsun ki o gün ne kadar geç gelirse o kadar çok anı biriktirip gidiyorsun bu dünyadan...
insan kendi içinde mutlu değilse nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın kesinlikle hayattan zevk alamıyor.
Bunu çözebildiğinde zaten beyin özgürleşiyor. kalıplardan sıyrılıyorsun. Öncelikli hedefin mutlu olmaya çalışmak oluyor. Hayatta yapmak istediklerin ve istemediklerini düşünüyorsun baştan, gereksiz insanları çıkartıyorsun hayatından. seni anlamayan, yargılayan, olduğun gibi kabul etmeyen, sana birşey katmayan ve hatta enerjini emerek seni mutsuz edenleri bir bir eliyorsun. O zaman geriye ailen ve 1-2 yakın dostun kalıyor. Bir liste yapıyorsun kendine. Ölmeden önce yapılacaklar listesi. Ve listeyi bir bir yerine getirmeye çalışıyorsun (ama ne yazıkki maddi durum hepsine el vermiyor. olsun yavaş yavaş...)
zaman varken isteklerinizi ertelemeyin. hayatın tadını çıkartın. boş insanlarla vakit geçirmeyin, sadece sevdiklerinize ve sizi gerçekten sevenlere değer verin çünkü sadece siz değil onlar da bir gün ölecek...
Sanırım kabullendiğim durum. çok da sorun yapmıyordum ama ta ki birkaç dakika önceye kadar. Birkaç yıldan beri çeşitli ilaçlar kullanıyorum. çeşitli badireler atlatarak geldik bu günlere. Bilinç kaybıyla ölüme neden olabilecek birçok şey aklımdan geçmedi değil. bir an her şeyi sıfırlamak. ama her defasında hadi dedim, hadi biraz daha gayret. demin kalbimin sıkışması sonucu tıkandığımı hissettim. acaba dedim geldi mi, bir an bir an yaşıyor muyum diye anlamaya çalıştım. acaba öldüm de farklı bir boyutta mı yaşıyorum diye anlamaya çalıştım. Bir yerden sonra çok da fark edilmeyen durum. yaşayan bir cenaze gibi ayaklarını sürümek de var. evladını kaybeden bir babayı görmüştüm. babanın iki kollarına girmişlerdi. babanın ayakları yere basmıyordu. sadece yığılmıştı. iki kişi kollarına girmişti, sürüklüyorlardı. aynı o şekilde. bir gün gözlerim kapanıp elveda diyeceğim. şairin dediği gibi büyük buluşma bilmem nerede saat kaçta, tabutumun tahtası bilmem hangi ağaçta. ey ölüm, varsın biliyorum. her geçen zaman diliminde sen mi ben mi yoksa ikimiz birden mi yaklaşıyoruz bilemiyorum.