ege çubukcu sarkisidir. çaktırmadan dinletir kendini ve aliskanlik yapar. sozleri ;
"esrarli bir gece vakti
yada yagmurlu bir aksam ustu
belki de gunesli bir ogle vakti
bakarsin bir gun donumu
bir gun ama bir gun burada olmadigim bir gun mutlu olabilirim huzuru bulabilirim kacabilirim yok olabilirim
uzaklasabilirim buralardan caktirmadan ayiltmadan;
elalemi yari anayi bekleyenimi uzebilirim " seklindedir.
random olarak sol frame'de herhangi bir gün, entry girilen başlıkları gösteren butondur. sıkıldıkca yapılabilir ama, (bkz: şuleka butonunda kendi entrysini aramak) gibi art arda manyak gibi basıp, tarihlere göre git gide başlık sayısının artışını görmek ayrı bir mutluluk verir insana.
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum
Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum
Bir sabah gün doğarken aç perdelerini,bak
Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar
Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak
Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar
Bil ki seni istiyorum
Gecelerden bir gece uyanırsın apansız
Uzaklarda elemli,garip bir kuş öterse
Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız
Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse
Bil ki seni seviyorum
bir gün bir gün bir çocuk
eve de gelmiş kimse yok
açmış bakmış dolabı
şekerde sanmış ilacı
yemiş yemiş bitirmiş
akşama sancı başlamış
kıvrım kıvrım kıvranmış
hasteneyi boylamış şeklinde gelişen ilgisiz bir ailenin çocuğu olan sebilin acı dolu hayatını anlatan şarkıdır.bu şarkıda ders alması gereken minik sebillerimiz değil onlarla ilgilenmeyen büyüklerdir.**
Bir gün, tıpkı karşılaştığımız gece
benim olduğun yaşta, bana dönmek isteyeceksin;
yüzünde solmuş kaç sabahın birikintileriyle,
yorgun olmaktan çok, aşınmış;
yüzüme kapattığın onca kapıyı
artık omuzlayamadan,
seslenmek isteyeceksin.
Zamana diş bileyeceksin o gün, belki ilk kez;
bir zamanlar dokunulmazlığına inandığın için,
yanlış çıkarttığın bütün günahların ağırlığıyla.
Hep izlerinin sürdüğün yüz ve ten çizgileriyle
insanlara yaş biçtiğin günleri anımsayacaksın,
hani titreyen parmaklardaki sıcaklığı hiç duyamadığın.
Bir gün, tıpkı karşılaştığımız gecede olduğu gibi,
dirseklerimizin birbirine değmesini isteyeceksin,
onca çizgi peşinde koşmanın günahını
artık en bulanık aynalara bile çıkartamayarak.
Yaşamından gelip geçmiş olanları sayacaksın;
hep bir iki geceliğine,
bedeninde otel gibi kalmış olanları,
en kısa ömürlü sevgilerin imzasını bile
hiçbir sayfana atamadan
ve sonra bir de gerçek yitirdiğini;sana
yüzlerindeki çizgilerin ardından,
en duyarlı kalemlerle, yalnız sana giden
yolların haritalarını çizmiş olanları.
Bir gün, tıpkı karşılaştığımız gece
benim olduğum yaşta, beni arayacaksın,
solmuş onca haritanın çizgilerini
aşınmış bakışlarınla seçemeksizin.
Bir gün burdan gidersem
Hiç kimse bilsin istemem
Kalbim
Kaybolmuş bir gemi
Hiç kimse bulsun istemem
Benim derdim bana yeter
Yalnız gelen yalnız gider.
Bir gün seni affedersem
Hiç kimse duysun istemem
Sevgilim
Nerde büyük aşkın
Çoktan vazgeçtim istemem.
Benim derdim bana yeter
Yalnız gelen yalnız gider.
bir edip cansever siiridir,gelmeyecek "bir gün" icin;
O "bir gün"
Yuvalanmış sanki içinizde
Buğulu cam tıpkı
Hiçbir şey görünmüyor
Besbelli dışınızdan bakıyor size.
Yokuş aşağı, yokuş yukarı
Düzlerde, eğrilerde
Yansır ondan size her ışık
Bırakılmış bir bıçaktan döğüşte.
Beklemek, avuntu--bir silah patladı uzakta--
Yakında bir tel koptu
Durmanın durgunluğu--yeterse--
Sürsün bir süre böyle--ne çıkar--
Emzirsin içinizi o sonbahar bulutu.
Gelecekte, dediniz--ama ne zaman--
Kim bilir, belki de geçmişte
Yağmurlardan kalan kimsesizliğin
Saklıdır acısı o "bir gün" de
"Bir gün" buluşuruz--çok iyi--
:Bir gün" dü, hani nasıl--silinti--
Gerisi döküntü günler
Ola ki beslemekte "bir gün"ü hepsi *
kürdün ve türkün nasıl dost olabildiğini gösteren bir ayşe kulin romanı. yıllarca aynı topraklarda yaşamış, yeri geldiğinde birlikte savaşmış iki ayrı etnik kökenin yer yer birbirine ne kadar benzediğini, yer yer düşmanlığın ne kadar anlamsız olduğunu gösteren güzel bir roman.