insanlarda bulunan aşağılık kompleksinden yararlanma durumunun yansımasıdır. asla, zenginlik ile alakalı bir durum değildir.
çünkü; bu olay ülkemizde gerçekleşmiş olduğu varsayılmakta olup teşhis buna binaen yapılmıştır.
şöyle ki, ülkemizin satınalma patitesi-milli gelir oranları ile düşünüldüğü zaman, bir gömlek için çok uçuk ücrettir. asla, beğeni kriteri-markalaşma-kalite-trend-stil vb olgular ile açıklanmayacak durumdur.
konu da belirtildiği gibi beymen gibi bir mağazada raflarda her insanın alabilmesi için reyonda duran bir ürün anlatılmaktadır.
köyünde davarını satan köylü, istanbula gelen ve yıllarca çalışma ve içinde olan eziklik neticesi bir çobanın veya sanat-sosyete dünyasında birisinin lekelenen gömleğini değiştirmek için şoförünü yollayarak aldıracağı sıradan bir ürün.
yani; cemil ipekçi veya terzi yamağı(sn. barbaros şansal) gibi modacıları evinize çağırıp özel olarak kendinize ait bir dikilmiş gömlek den bahsetmiyoruz.
velhasıl ı kelam; ibnelik bile yapsanız hakkı ile yapın.
haydar ile yapmayın.
bir gömleğe 1340 tl para vermek her babayiğidin karı değil fakat zenginlik işte insanda fazla olduğu zaman harcayacağı yer arıyor. bu işi genelde genç zenginler yapar.
parayı zor bulup ihtiyarlayan zengin asla yapmaz. bir olmuş gerçek hikaye anlatalım. ford sahibinin oğlu lokantada yemekten sonra garsona 100 euro bahşiş verirmiş fakat ford un kendisi gittiği zaman 5 euro bahşiş verirmiş. günlerden bir gün garson dayanamamış ve ford a sormuş, efendim siz 5 euro bahşiş verirken oğlunuz 100 euro bahşiş veriyor neden diye sormuş ve ford şöyle cevap vermiş. ben eskici yohannes ford un oğluyum. o ford un oğlu.