ahmet haşim 'in "Akşam, yine akşam, yine akşam" dizesiyle beni benden alan şiiri.
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi... sonsuz iri güller,
Güller ki kamıştan daha nâlân,
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i'lân,
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Alemlerimizden sefer eyler?..
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kemerdir suya baksam,
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
son demleridir artık koca günün. çok sey yapılmış yorulunmuştur sabahtandır. yapılanlar hep bir amaç içindir. yorgunluğun tadıyla birlikte amaçlara dair bir arzu duyulur derin bir ümitle... mesela bir babanın aksam çayını yudumlarkenki halidir bu, mesela bir öğrencinin kitapları masaya kendini koltuga bırakıverdiği anki halidir. arzulardır insanı yasatan, kürek çekerken kürekleri tutmanın şehvetını avuçlarda hissetmektir. *