Yirmisinde ya var ya yok. Tertemiz yüzlü. Kıvır kıvır sakalları çenesine doğru sık. Sivri yüzünü daha da sivriltiyor bu. Riyasız bir gülümsemeyle yolumu kesiyor: - Nükleer santrale karşı imza topluyoruz. Siz de imzalamak ister misiniz? Televizyonlarda Akkuyu'da yapımına başlanan nükleer santral hakkında spotlar dönüyor ya, Greenpeace de nükleer karşıtı çalışmalarına hız vermiş. Gençleri sokaklara salıp imza topluyor. Yürümeyi sürdürürken imzalamayacağımı söylüyorum. Üsteliyor; -Neden imzalamazsınız? Böylece yolumun üçte birini benimle geldiği, dura yürüye bir sohbete giriştik. Genç yol arkadaşımın "neden" sorusuna verdiğim yanıtı özetleyeyim: 1. Siyasal nedenle... Nükleer gücü olan devletler sözü dinlenen devletlerdir. Türkiye büyük bir devlettir. Ülkemin uluslararası düzlemde büyüklüğüne uygun hak ettiği yeri almasını isterim. Türkiye nükleer gücünü başka ülkelere kabadayılık yapmak için kullanmayacaktır. Tersine, kendisine ve dostlarına kabadayılık yapılması karşısında daha kendine güvenli olacaktır. 2. Nükleer teknoloji uygarlığın gereğidir. Büsbütün masum ve temiz teknoloji yoktur. Nükleer teknoloji de bu bakımdan diğer teknolojilerden farklı değildir. Her yeni teknoloji insanlık tarafından kuşkuyla karşılanmıştır. Nükleer teknoloji hakkındaki kuşku, Japonya'da ikinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin patlattığı atom bombaları yüzünden daha fazladır. Ama nükleer silah başka bir şey, nükleer teknoloji başka bir şey. Nükleer silah karşıtlığı yapılacaksa, en başta ABD'nin binlerce nükleer başlığına karşı çıkılmalıdır. Bölgemizde de israil'in 300'e yakın başlığına... Hastanede röntgen çektirmek nükleer teknoloji gerektirir. Hatta şimdi radyasyonun daha dolaysız kullanıldığı, ama tanıyı daha isabetli hale getiren akciğer sintografisi gibi teknikler kullanılıyor. insanlığın geleceğinde nükleer teknoloji var. insanlık nükleer teknolojiye egemen oldukça hem daha yaygın kullanacak, hem daha az zararlı hale getirecektir. Nükleer teknolojiye egemen olmak bilimde ilerlemek demektir. Uygarlığın ilerleme yolu budur. Biz bu yolun dışına düşemeyiz. 3. Ekonomiye katkısı büyük. Her şeyden önce Türkiye'nin yeterli enerji kaynakları yok. Dışarıdan enerji almak için büyük paralar ödüyor. Nükleer enerji Türkiye'nin enerji açığının bir bölümünü kapatabilir ve kapattığı ölçüde de giderlerini azaltır. Enerji sorununu çözdükçe Türkiye'nin üretkenliği artacaktır. Bunun dışında, nükleer teknoloji kendisine bağlı binlerce alan yaratır. Bu da yeni istihdam alanları ve yetişmiş kalifiye işgücü demektir. Türkiye işsiz genç nüfusu yüksek olan bir ülke. Bu yüzden uğradığı kayıpların haddi hesabı yok. Nükleer teknoloji gibi lokomotif teknolojiler, ülkemizin bu sorunlarını çözer. 4. Nükleer enerji daha kirli bir enerji değildir. Çernobil ve Fukuşima gibi kazalar, nükleer enerjinin daha kirli olduğu safsatasını güçlendirdi. Evet, Çernobil'in ve Fukuşima'nın etkileri ağır oldu. Ama nükleere egemen olma süreci bu kazalarla derinleşti. insanoğlu bilmediği birçok şeyi öğrendi. Şimdi nükleeri denetim altına almada daha deneyimli... Bilmediğimiz daha pek çok şey var. Egemen oldukça öğreneceğiz. Şimdiye kadar ikisi ABD'de olmak üzere, Çernobil ve Fukuşima ile birlikte dört ciddi kaza biliyorum. Bu kazaların yol açtığı zararlar ile karbon temelli enerji kaynaklarının yol açtığı zararlar karşılaştırılsın, nükleer enerjinin daha temiz olduğu görülecektir. HES'lerin doğal çevreye, bitki örtüsüne vs verdiği zarar malum. Elbette nükleer enerji özel güvenlik donanımı gerektiriyor. Buna azami dikkat gösterilmesi gerekir. 5. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi... Enerji kaynakları birbirine karşı konulamaz. Güneş enerjisi de, rüzgar enerjisi de olacak, nükleer enerji de olacak. Türkiye bu kaynaklann hepsine yatırım yapmak zorundadır. Çiftçi bile yıllık ekim planlaması yaparken çeşitliliğe dikkat eder. Biri olmazsa diğeri olur. Beni üniversite hocası sanan genç arkadaşım nazikçe teşekkür ederek izin istedi. O arkadaşlarının yanına dönmek için benimle geldiği yolu gerisin geri yürürken, Ergenekon kumpasının aramızdan aldığı değerli hocamız Uçkun Geray'ı andım. Uçkun Hoca ile nükleer tartışmamız daha sert geçmişti.
KAYNAK: Aydınlık Gazetesi-Hasan Böğün
not: akkuyu nükleer internet sayfasından alınmıştır.
--spoiler--
güneş enerjisi de, rüzgar enerjisi de olacak, nükleer enerji de olacak.
--spoiler--
diğerleri niye yok lan o zaman?! hadi birazcık rüzgar var, güneş enerjisi niye yok? konya ovası niye bomboş öyle? aha belgelerle konuşalım: http://www.emo.org.tr/gen...hp?kod=88369#.VXdBZc_tmmU
rüzgar enerjisinden 3800, güneş enerjisinden 71, evet bildiğin 71 MW* elektrik üretmişiz. peki planlanan nükleer santralin üretim kapasitesi ne: http://en.wikipedia.org/w...kkuyu_Nuclear_Power_Plant
evet 4800 megawatt. yani rüzgar enerjisinden ürettiğimizden biraz fazla. gerek var mı bu kadar risk almaya? kömür madeninde 301 can kaybettiğimiz ülkede, bence bu iş çok yanlış. biraz alternatiflere yüklensek çok daha iyi olacak.
not: konya'daki güneş tarlası(!): http://www.milliyet.com.t...s-tarlasi-gundem-2060276/