bir genç kızın güncesi

entry2 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. yeşil ağaçların arasında bir yol var. bir araba ve bi adam var. gidiyoruz sanki sonsuzluğa. arabayı 10 dk da bir durdurup öpüyorum onu. o kadar aşığım ki ellerini bi saniye bile bırakmak istemiyorum. ama trafikte olduğumuz için korkuyorum. ellerini tutamamanın hüznü içimde dehşet bir acı yaratıyor. bir mola veriyoruz önce ben bi çay içiyorum. o sadece bana bakıyor. karşımda oturup sigara içiyor ve beni seyrediyor. yolumuz uzun mu daha diyor. hayır diyorum az kaldı, yarım saat sonra cennetimizdeyiz. ama önce gitmemiz gereken bir yer daha var..
    3 katlı pembe binanın önünde duruyoruz. bahçesinde kimse yok. burası benim okuduğum okul. kampüsün bahçesinde yürüyoruz önce. geçmişten izler bulmaya çalışıyorum ama bi türlü bulamıyorum. ders arasında çıkıp oturdum banka oturuyoruz. güneş batmak üzere ama gözlerime değince yakıyor hala. gözlerimi kısarak teşekkür ediyorum ona. beni oraya getirdiği için binlerce kez teşekkür ediyorum. sarılıp öpüyorum. sonra binanın içine giriyoruz. ilk koridordan hızlı hızlı yürüyoruz. kalbim hızlanmaya başlıyor. az sonra yıllar önce eskittiğim sınıfımdayız. hemen gözlerim sıramı arıyor. hadi diyorum bul benim oturduğum sırayı. gidip cam tarafında en arka sıranın bir önüne oturuyor. işte burası diyor. senin sıran burası. gülümseyerek yanına gidiyorum. doğru tahminin mutluluğu ile boynuna sarılıp dudaklarından öpüyorum. sıranın üzerinde benden kalan izler var mı diye bakınıyorum. eski sevgilimin adını kazıdığım yere parmaklarımı koyup gülüyorum. hemen altında benimde adım yazıyor. ikimiz de gülmeye başlıyoruz. boynuna başımı dayayıp gözlerimi kapatıyorum. 6 sene öncesine gidiyorum. sınıfa ilk girişim canlanıyor gözümde. yaşadığım acı tatlı her olayı hatırlıyorum. önce hüzünleniyorum, sonra gülüyorum. o yanımdan kalkıp tahtanın önüne gidiyor. kollarını kocaman açarak beni çağırıyor. koşarak yanına gidiyorum. iki bacağımı açıp kucağına atlıyorum. bacaklarımla sarılıyorum sımsıkı. beni kucağında dönderiyor. sonra en öndeki sıraya oturtup dudaklarımdan öpüyor. tam oturduğum sıranın benden hoşlanan çocuğun sırasını olduğunu hatırlayıp sinsice gülüyorum. garip ama aklıma bi sürü şey geliyor öpüşürken. sonra o sıraya oturuyor. arkasına yaslanıyor ve soruyor mutlu musun artık ? evet diyorum eveeeeetttttt!!!! kucağına oturup, dudaklarını öpüyorum. deli gibi öpüyoruz birbirimizi.
    sonra hadi diyorum. artık cennetimize gidebiliriz. arabamıza binip yola düşüyoruz. içimde tatlı bir heycan var. gideceğimiz yeri görünce tepkisini çok merak ediyorum. orayı seveceğinden eminim. yeşil ormanlar yerini artık masmavi denize bırakıyor. denizin kokusunu çeke çeke gidiyoruz. hemen aklımdan geçeni yapıyor ve bülent ortaçgil den "deniz'e doğruyu" açıyor. bağıra çağıra söylüyorum. araba en tepeye ulaştığında dur diyorum. önce bir cennetimizi tepeden gör. uçsuz bucaksız bir mavilik ve yeşilin tüm tonları karşılıyor bizi. hazır mısın bu güzelliğe ulaşmaya diyorum. eveeeeet diye bağırıyor. hadi o zaman diyorum. yaklaşık 5 dakika sonra cennetimizdeyiz. gördükçe içimiz açılıyor her yanı.
    hikayemiz burada son bulmak zorunda. zira başka bir zaman diliminde hikayemizin devamını yaşamak ümidiyle.

    sabret sevgili okuyucu. sabredince oluyo *
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük