Hiç unutmuyorum, o gün kaçak elektrik çekmek için hevalin evi ne doğru gidiyordum. Hava sıcak ve ağır bir kürt kokusu vardı. Biji apö nin bahçesinden geçerken göz göze gelmiştik, gözlerimi ondan alamıyor adeta nefesim kesiliyordu. Bir an hevali unutmuştum, kendimle konuşmaya başlamıştım. Onsuz geçirdiğim yılların ne kadar boş ve anlamsız olduğunu evet onu görünce anlamıştım. Fakat o başka şeyler ile meşguldu, kafamdan bu düşünceler geçerken farkında olmadan yere çökmüş elimi çeneme koyarak mazhar osman pozisyonu almışım, bir an kendime gelince anladim. Tabi o sıra hevaller de eylem yapıyor, ortalık cayır cayır yanıyor polis arabaları, panzerler dedim noluyor amk. Ayağa kalktım fırsat bu fırsat hazır ortalık karışmışken, hayatımın aşkını götürmeliyim. Tece nin polislerinin attığı gaz kapsülleri eşek gözlümün bir gözünü kör etmişti. Ama olsun du diğer gözü de çok güzeldi ve bana bir ömür yeterdi. Hemen ipini kazıktan söktüm bana bir baktı, evet benim erkeğim sensin dediğini duyar gibi olmuştum. Hiç unutamam çok duygulanmıştım amk. Neyse yola çıktık gidiyoruz ben o sıra düşünüyorum, diyorum olum bu bildiğin eşek, eşeğe mi aşık oldum? iç sesim cevap veriyor, neden olmasın amk dünya da bir ilk, belki belgesel bile yaparlar. Düşünceler içimi kemirirken kahvenin önüne kadar gelmişim. Fısıltılar tabi başladı köyün yaşlılarından birisi, la bu eşeği zikmeye mi götürüyo napacah amk. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm gençtim seviyordum en temiz duygularla bir kez daha hayata küfürler ederek evimize girdim.
işte bizim hikayemiz böyleydi, ekim in 2 de 13 yıl olacak. Yirmi tane sıpamız var, on sekizi polisin attığı gaz ile hayatını kaybetti. Kalan iki taneyi de bizim dağdaki eşekcilere verdik, onlar da çok mutlular. Heval de ben gelmeyince kaçak elektrik çekeyim derken akıma kapılmış ölmüş tabi çok üzüldüm amk.