hezeyan. bildiğin genç; yurtsuz ve kimliksiz zihniyet hezeyanı. toprağına; şehrine; sokağına; insanına; nihayetinde içinde yetiştiği türk kültürüne hiçbir bağlılığı olmayan "ithal çarliston biber söylemi."
bu topraklarda kökü yok ya, milliyetçiliğe karşı olmak ile dümbelekliği işte bazen böyle karıştırabiliyorlar.
yunanistan'ın istanbul'u işgali ne kadar göt isterse türkiye'nin musul ve kerkük'ü işgali de o kadar göt ister. uluslararası hukuk "aman efendim orası koskoca istanbul da diğeri seksen senelik, türklerin kendi kendisine yarattığı misak ı milli adlı sınırlar dahilindeki yıkık dökük kerkük" diye bakmaz olaya. densiz bir pankartla mental masturbasyon yapıp kendilerinden geçenler bunu telafuz dahi ettiklerinde dünya üzerinde nasıl işgalci pozisyonuna düşeceklerini iyi bilsinler. türkiye cumhuriyeti devleti kimsenin tek karış toprağını işgal etmemeli o çok sövdüğü abd, ingiltere vs gibi emperyalist paylaşımın neferlerinden olmamalıdır. hala misak ı milli diyenler ufacık tefecik dünyalarında ve dünya gerçeklerinden fersah fersah uzakta yaşamaya devam etsinler. elbet gelir birisi uyandırır.
böyle bir pankart yaparlar mı? yaparlar... buna kim itiraz edebilir? kimse...
peki ya gerçekçiliği? işte o gerçekten göt ister... ütopya, uçuk bir hayal, ya da kıçları açık uyumanın en büyük etkisi...
ama musul ve kerkük'ü almak başta abd olmak üzere, ingilizleri, israili, ıraklı peşmergeleri, hatta ortadoğu daki birçok yerin götünü tutuşturur...
alamaz mıyız? alabiliriz hem de bir gecede bunu yapabiliriz... ve işte o andan sonra şu politik denge dediğimiz şeyi alt üst ettmiş oluruz... ama biz oraları istiyoruz... bizim ise oralar, önderimiz bizim ülke sınırlarımız içinde göstermiş ise oraları bizim sınırlarımız içinde olmak zorundadır... nasıl antlaşmalar olursa olsun...
ayrıca; milliyetçilik ya da faşistlik bizim olan toprakları almak istememiz ise doğuştan faşist olmuşuz ya ne güzel...
musul ve kerkük'ün türk topraklarından nasıl bizans oyunlarıyla kopartıldığını bilen, onların zamanı geldiğinde yine türk topraklarına katılacağınıda bilir. dedemin amcası askerlik vazifesi için musula gitmiş, ölüm kağıtı 10 yıl sonra gelmiş eve. o topraklar bizimdi kaybetmemek için savaş verildi, şimdi kedi köpek rahatsız oluyor diye o toprakları peşmergelere bırakalım diyemeyiz. dedelerimizin kanla suladığı toprakları geri almayı düşünmek o dedelerin torunlarının en doğal hakkıdır.