Türkiye'de gay olarak yaşamak, gay olmayanlara gayliğin ne demek olduğunu anlatmak kadar zormuş ayrıca. Sevgili arkadaşlarım, Zaten gay olan "adam veya kadın" ya kadındır ya erkektir. Bundan şüphe yok. Sizin aklınıza gay diyince kırıtık, top, totoş gibi çağrışımlar gelse de malesef böyle değildir. Hatta çoğu sizden daha erkektir. Bildiğin kaslı maslı yakışıklı heriflerdir lan bunlar. Her ibne verici değildir, her (sizin deyiminizle)ibne alıcı değildir. ikisi de aynı anda bile olabilir. Adam seviyor adamı. Sana ne arkadaşım. iSter verir ister başka şeyler yapar. Hem Ben senin karınla veya kerhanede orospularla yaptığına karışıyor muyum? Hayır, hiç sanmıyorum. Umrumda değilsin ki! kerhaneye gitmeyi bile iğrenç bulan bir insan olarak umrumda bile olmadığını söylüyorum; Sen kalkıp "o iğrenç, bu iğrenç" diye akıl veriyorsun. Kimsin sen acaba bir düşündün mü ki? Kendin gay olsan sana başkalarının böyle davranmasını ister miydin bir düşün bakalım. Ona ibne buna ibne diyorsun. Çok normalmişsin kendin ya yarın öbür gün çocuğun olacak. Belki gay olacak. Hatta böyle kırıtık, kız gibi bir şey olacak. Ne yapacaksın? sokağa mı atacaksın? Hastalık diyip tedavi ettirmeye mi çalışacaksın? Bir yürü git işine. 1982'den beri Eşcinsellik tıpta hastalık olarak kabul edilmiyor. Düşün tarih bu kadar yeni olduğuna göre üzerinde baya bir kafa yormuşlardır diye düşünmelisin bence. Koca tıp adamları, bilim insanlarının hastalık demediği şeye sen "git tedavi ol" diyorsan sence tedaviye kimin ihtiyacı var? "homofobi" ise tıpta hastalık olarak geçiyor. Hatta adamlar kriter hazırlamışlar tonlarca. Yabancı ülkelerde insanlar homofobi yüzünden tedavi olacak kadar geliştirmişken beyinlerini, bu beyinsizlikte hala ısrar etmenin manası nedir ki?
Sonuç olarak işte böyledir. Şuradaki entryleri okumak bile bazen türkiye'de bir gay olarak yaşamanın zorluğunu size açıklamakta. Zaten insan olarak yaşamak bile ne kadar kolaysa... Beyni yeteri kadar kıvrıma sahip insanlarımız olayın bir insanlık olayı olduğunu kavrayabiliyor; ama düz adamlar, düz beyinler hala kendilerinin dünyadaki en normal insan olduğuna inanıp herkesin kendisi gibi olması beklentisi içinde. Yazık lan hakkaten yazık yani.
oldukça zordur. zor olmasının sebebi de insanların beyin kıvrımlarını özellikle bu konularda ütülemiş olmasıdır. düşüncelere, tercihlere gelince saygı naraları atıp "aaa bu sapıklıktan başka bir şey değil" demeyi adeta görev edinmişlerdir. nerede kaldı saygı dersen de fiziki bir yaptırımla üstünüze bile yürüyebilir bu şahsiyetler. söz de delikanlıdır bunu da yapan.
düşünce, saygı, sevgi bazında aşılması gereken birçok handikap vardır ülkemde. saygıdan bahsederken saygısızlık yapmak da sanırım sadece güzel ülkemin gerçeğidir.
türkiye'de etrafınızda görüp görebileceginiz hemen herkes ahlak bekçisi sanmaktadır kendını. bu nedenle hiç kolay degildir. tahmin edilebilir durumdadır.
zordur. şöyle örnek vereyim türkiyeyi bilmeyen arkadaşlar için.
banka gibi bir ülke burası. yaşamak istiyorsun ya mesela, düzcinsel erkeksen vip müşterisin, sıra beklemezsin, her işin kolayca halledilir. kadınlar sıradan müşterilerdir, biraz sıra beklerler, işleri yarım yamalak halledilir ya da edilmez, ama durumlarından çoğunluk memnundurlar çünkü hep kendilerinden daha kötü durumda birini görüp şükrederler.
bi de normalde o bankanın müşterisi olmayıp da bir işini halletmeye gelenler var ya... hani en çok sırayı onlar beklerler, bazen saatlerce sürer bu bekleme, gelen geçen önlerine geçer, sıra beklerken havale geçirecek kadar sıkılırlar hani. bunlar da eşcinseller işte, o bankanın müşterisi değiller ya bankanın kaybedecek bir şeyi yok nasılsa, onların memnuniyeti zerre önemli değil banka için. oh. beklesinler sıralarını köpekler, işleri ne zaten?
türk insanının eşcinselliği kabullenememe gibi bir durumu; eşcinsel olduğu bariz insanların durumunu bile gözardı edebilecek, güçlü bir inkâr mekanizması var. bu nedenle ortaya çoğu zaman trajik, zaman zaman komik durumlar çıkıyor.
kuşum aydın, yıllarca kadınlara yönelik sabah programı yaptı. darbukaya vurulan her darbeyle ayrı bir mafsalı oynayan stüdyo konuğu teyzeler, ismini vermek istemeyen bir izleyiciler, programa katılan anlı şanlı sanatçılar, her sabah kuşum aydın'a "helal süt emmiş, iyi aile kızı" nasip olması için yüksek sesle dua etti. kuşum aydın da her seferinde "amin" dedi.
diğer bir komedi, uzun saçlı ve etekli herkesi dövebileceğini zanneden tıfıl delikanlı camiasının; topuklu ayakkabılı, süpermini etekli, -belki de askerliğini layıkıyla yapmış- travestilere saldırıp, bir araba dayak yemesidir.
verdiğim örnekler işin makara kısmı. trajedi; ekonomik ve sosyal durumu ne olursa olsun, bu insanların yıllarca maruz kaldığı hakaret, psikolojik ve hatta fiziksel şiddettir. zordur.
ünlü biriyseniz saygı görerek, sıradan biriyseniz aşağılanarak yaşamaktır.
hangi ilişki normal ? kime, neye göre normal ? bu tartışılır. kanunlar da böyledir. birinin yaptığını bir süre sonra başkası bozar. yani bir insan için doğru olanı, normal olanı kalkıp başka bir insan belirleyemez. buna ancak insanüstü bir varlık karar verebilir. O yüzden Allah'ın kelamı insanlık için bir rehberdir.