Dunyaya fakir bir guney amerika ulkesinin koyunde gelip sefalet icinde omrunu tamamlayip olen adamda bu dunyaya doymadim der, zengin bir ailenin tek cocugu hayatinda yokluk gormemis zevk-i sefa icerisinde yasamis adam da bu dunyaya doymadim der. Asik veysel'in de dedigi gibi iki kapili bir handa yuruyoruz. Bu yaziyi okuyan herkesin ilk kapidan gectigi gibi ikinci kapidan da gececektir. Yalniz bu iki kapinin disinda kalan zamanda nerede oldugumuzu hatirlamiyoruz. Birgun olecek olmak basligi hicbirinizi korkutmasin ilk kapidan nasil gectiginizi hatirlamiyor oldugunuz gibi ikincisinide hissetmeyeceginiz buyuk bir gercek. Ikinci kapidan sonra mantiken geldigin yere gidecegin belli. Ama dondugun yer geri dondukten sonra ayni sartlarda olmayacak orasi kesin.
en çok koyandır! bir şeyler için savaş veriyorsun yıllarca çalışıyorsun çabalıyorsun sonra bir gün hiçbir şey olmamış gibi hiç olmamışsın gibi yok olup gideceksin! garip..
edit: ölümsüz olmak istemiyorum ama hayata doymadan da göçmek istemiyorum..
Ölüm her aklına geldiğinde 'ah' edip 'vah' edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.
Daha güzel bir şekilde anlatılabileceğini hiç sanmıyorum:
..............
Gecenin kıyısında durmuşum
Kefenin cebi yok
Koynuma yıldız doldurmuşum
Koşun çocuklar koşun
Sabah üstüme üstüme geliyor
Kısacası güzel annem
Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok
Gülmek umud etmek özlemek
Ya da mektup beklemek
Gözleri yatırıp ıraklara.
Ölmek ne garip anne
Artik duvarlari kanatırcasına tırnağımla
Şaşkin umutlu şiirler yazamayacağım
Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamayacağım
Baba olamayacağım örneğin
Toprak olmak ne garip şey anne.
günümüzde pek çok hırslarına nefsine yenik düşerek, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya işine sarılarak unuttuğu hakikattır. düşününüz ki bir kuş bile bugün...
diye başlayan ve sonunda perşembe akşamki sohbete davet ile biten cemaatçi abi nutuklarının başlamasına vesile olabileceği gibi, insanın bazen durup düşünmesini de gerektiren gerçektir.
ev uzaksa sorun değil, arkadaşlar var elhamdulillah, bırakırlar kapına kadar.
insanlar tarafından pek düşünmeyen gerçek. kendimizi kandırmaya gerek yok, en dindar olanımız bile yaşımız kaç olursa olsun hiç ölmeyecekmiş gibi planlar yapıp düşünüyoruz. belki de olması gereken bu... kim bilir?
-korkutan hatta, üzen olaydır, ama tek çaresi -ölünce organlarını bağışmak
-bir nebze olsun içini serinletmek
-gerçek olan bu,
-ölü bedenin gömülmesi ya da yakılmasının -tüm bu çaresizliklerin karşısında*