çok zaman sonra oturup
bir fincan kahve içebilmeli insan
eski sevgilisiyle
geride bunu bırakabilmeli
yalnız ya da birlikte çekip giderken bir ilişkiden
her şey dün gibiyken
yıllar geçti
uzakta birbirimizden
cam kenarına oturduğum masadan
yüzüme sokağı vuran tülün gölgesinde
düşünüyorum:
yavaş yavaş anıların da terk ediyor beni
git gide azalıyor
günün birinde
birlikte
bir fincan kahve içebilmenin
sadakati
hayali
neden mümkün olmuyor
ayrılmak
yok pahasına tüketmeden her şeyi
garbage'ın şarkısı:
"cup of coffee"
benim yıllar önce aşkımıza verdiğim
söz gibi, hayal:
yıllar sonra insanın eski sevgilisiyle
hüzün, şefkat ve incelikle bir fincan kahve içebilmesi
neden yıllar sonra bir araya getiremiyor bizi
hüzün, şefkat, incelik ve bir fincan kahve
yalnızca bu kadarına azalmışken
bir zamanlar yaşanan
o büyük aşkın ikindisi
fincanın üzerinden birbirimize bakarken
ikimiz de biliyoruz giden gitti
daha kapıda ayrılacak yollarımız
buluştuğumuz kafeden
kendi hayatlarımıza dağılırken
yine de birbirimizden hatırladıklarımıza değmez mi
o bir fincan kahve
ağzımızda yıllardır zehir zemberek bekleyen
ya da boş ver, en iyisi
garbage dinleyelim ikimiz de
kahvelerimizi içerken kendi evlerimizde
ders çalısırken bizi ayakta tutan en büyük destekçimiz, soguk havalarda içimizi ısıtan porselen bardaklarda keyfi bir başka olan içecek. tabii yanında kurabiye yahut çikolata olmadan düşünülemez tabii.
soguk kış aksamlarindan birinde gidilen bir cafede dumani tüten fincani küçük elleri arasina alip icerken sevgilinin hafizalara kazandirdigi an ya da dost sohbetleriyle şenlenen hatır birakan nesne.
bazen içinize huzur kaplatan, hafiften başınızın dönmesini sağlayan içecektir.
hatta bu bir finsan kahvemiz sütsüz şekersiz, yani sade, hatta 'zift gibi'yse daha da zevk verir kanımca.
gün ortasında tam da bu saatlerde, yemekten sonra küçük fincanlarla içilen, keyif veren içecek. yanında sigara pek güzel gider. bir bardak su ile birlikte içilir. sonradan öğrendiğime göre su kahveden önce içilirmiş ki kahvenin tadını daha iyi alabilelim. ben pek anlayamadım farkı belki siz anlamışsınızdır efendim. keyif verdiğinden dolayı yakın bir zamanda yasaklanması bekleniyor.
bir fincan kahve..
aklıma hep ''dost'' kavramını getirir.
kahve çektiğinde canım; bilirim ki ben bir dost arıyorum. bir sevgili arıyorum. ruhuma eş arıyorum.
ben o kahveyi herkesle içemem.çayı, gazosu, meyve suyunu içerim mesela. yoldan geçen tanıdıkları davet ederim ''gel buyur bi' çay içelim.'' diye. ama kahve için davet etmem herkesi.
kahve için davet ediyorsam birini; dost bildiğimdendir. ayrı bir sevdiğimdendir.
çay bedenimi, kahve ruhumu ısıtır. bir dost olunca akılda, sol yanda; kahve zaten bahanedir.
çaya davet farklıdır, kahve içmeye davet farklıdır. çay çok daha sıradandır. ''gel bir çay içelim.'' dersin, bu kadar.
kahve içmeye davet ise çok derinden gelir, samimidir. kahve içmeye davet ederken yüzüne samimi bir tebessüm yerleşir. sıcaktır. ertelemeyi düşünmeyiniz bile bu daveti; çünkü bir dost, sizi yanına çağırmıştır.
çayı her yerde içebilirsiniz mesela; ama kahve öyle değildir. sessiz sakin yerde içilir. adabı vardır. çayı ayak üstü içersin; ama kahve içerken amaç, o dostla sohbettir. yudum yudum içilir.
çay bittiğinde boşlar hemen kaldırılır. kahvede öyle değildir. fincanlar durur önünde. belki fal bakacaksındır, belki de dostluğunuzun simgesidir. çünkü maksat o anı uzatmaktır. kahve bahanedir.
bir hikaye vardır kahve ile alakalı;
delikanlı annesini babasını alır, kızı istemeye gider. kız elinde tepsi ile gelir. fincanlarda kahve, yanlarında da su vardır. delikanlı kahvesini bitirdikten sonra bir bardak suyu dikip içer. kahveye de kıza da hayran kalmıştır.
ama kız vazgeçer. ''eli ayağı düzgün, ama kıymet bilmez.'' der. ''kahveyi bitirdikten sonra üstüne bir bardak su içti, damağındaki o güzel kahve tadını aldı götürdü. benim yaptığım kahvenin değerini bilmeyen adam, benim de değerimi bilmez.'' diye düşünür.
bir fincan kahve işte,
hani o kırk yıl hatırı olan bir fincan kahve.
Mesela şimdi içtiğim, pazar curcunası öncesi son sakinlik kahvesi.
Mesela Yarın sabah hafta sonu ben ne yaşadım kahvesiyle haftayı karşılayacağım.
Dost ile 40 yıl hatırı olan kahveler içerim Ordan burdan edilen muhabbetlere eşlik eden.
Bazen bir yorgunluk kahvesi yaparım, bazen de uyumayayım diye fincana sarılırım.
Neyse ben kahvemden bir yudum daha alayım.
Demlendiginde butun ofisi ve laboratuvari efsane guzel kokutan icecek.
Kahvesiz de yasanir suphesiz ki fakat zaman zaman serum gibi bir etki gosterdigi de yadsinamaz bir gercek degil de ne?