dün akşamın ikinci yarısının yüzü suyu hürmetine "evet" diyebilecek kişi söylemidir.
kendi kendimize birbirimizi yeriz orası başka.
hakikaten ben de hakkını veriyorum galatasaray'ın, helal olsun. maç öncesi kafamdaki senaryoya yakın bir maç oldu. ama galibiyeti beklemiyordum açıkçası.
ama ilk maça binaen halen daha savunduğum şey şu; oradaki maç tek farklı veya 2 farklı real galibiyeti ile bitseydi bu maçı yaşayamazdı galatasaray taraftarı. bu şekilde müsaade etmezdi real. bu benim görüşüm tabi.
maç 2-1'e gelince ve hemen 3-1 olunca herkes ne kadar umutlandıysa, real de bir o kadar gardını düşürdü ve 10 dk. kadar da panikledi. sonra jose 2 müdahale peşpeşe yaptı ve az biraz toparlandılar ve yine niye real madrid olduklarını 10 kişiyle attıkları 2. golle göstermiş oldular. ülke puanı açısından muhtemelen bu 3 puan ile (yarın da biz alırız inşallah) son 15-20 yılın en fazla puanı toplanmış olacak. tabi bunu tam olarak bilmiyorum doğru mudur diye.
bu prestij geri kazanımı galatasaray'a ligde de + katacaktır mutlaka.
dün edilen onca laftan sonra avrupa maçlarında galatasaray formamı giyip desteklediğim fenerbahçe'yi artık desteklememe kararı almıştım. ama görüyorum ki hala iyi şeyler oluyor, iyi şeyler konuşuluyor. yine eskisi gibi lazıo deplasmanında galatasaray formamı giyip fener için bağırıcam. vur salih, gönder caner, hadi webo çak oğlum.. galatasaray fransız takımı değildir, galatasaray aldığı avrupa kupalarının üstüne "türk bayrağı" çaktırmıştır. şimdi sıra fenerbahçe'de yapın şu işi de sizi de biz karşılayalım üstü açık otobüse güller atalım!
hangi takımda olursa olsun avrupa maçlarında rakip takımı destekleyen türklerin utanç verici hallerini ibretle izliyoruz. bunun milliyetçilikle alakası yok. bu maddi ve teknik açıdan daha kötü durumda olan, ülke geliri olarak daha fakir olan ve her avrupa maçında şans verilmeyen alt tabaka takımların "süper takım" olarak lanse edilen zengin ve şımartılmış takımları yenmesi durumudur. bu sınıf farkı gözetmeksizin daha mütevazi kadrolarla dünyanın peşinden koştuğu takımları it gibi titrete titrete yenmenin verdiği haz ve avrupalılar üzerindeki yaptığı süksedir. şimdi bu açıdan bakılınca ne önemi kaldı fenerbahçe, beşiktaş, galatasaray vs. diye ayırmanın.
bu sene böyle oldu. seneye ayrı kupalarda değil iki takımımız da şampiyonlar liginde çeyrek finaller yarı finaller görsün. acımasızca büyüyen futbol endüstrisinin belini biz aykut kocamanla, fatih terimle kıralım, samet aybaba ile tolunay kafkasla bükelim!
sanırım bu yazının sonuna en uygun cümle fatih terim'in 17 mayıs 2000 tarihinde uefa kupası final maçından önce soyunma odasında oyuncularına söylediği son cümle olacaktır. avrupada türkiye liglerinden boy gösterip de başarı kazanma arzusunda olan tüm türk takımlarına;
--spoiler--
yine söylüyorum kazanacaksınız. kazanmak için oynayacaksınız. ama netice ne olursa olsun siz benim gönlümde hep kazandınız hep şampiyonsunuz ve öyle kalacaksınız. allah yardımcınız olsun.
--spoiler--
bir fenerli olarak ilk kez galatasarayın bir maçında galatasaray lehine hop oturup hop kalktım, fenerbahçem kadar yürekten destekledim. tebrikler galatasaray, türkiyemin bir gururu da sensin. diğeri için; (bkz: fenerbahçe)
bakın bu zafer çok büyük bir zaferdir. gs'nin uefa kupası'ndaki final maçında arsenali penaltılarla elemesinden de büyük bir zaferdir. bir kere o aradan geçen 13 yılda dünya çok değişti. içerisinden 2 uzay takımı çıkardı dünya. biri barça diğeri real madrid. sadece iddaa oranlarına bakmanız yeterli. bir şampiyonlar ligi çeyrek final maçında deplasmandaki takımın galibiyetine 1.45 oran verildiği bir maç bu. ve siz bu takıma üç gol atıyorsunuz, koca madrid turu kaybetme korkusuna düşüyor. elinizdeki bütçe madrid'in %6'sına tekabül ediyor. ben de bir fenerli olarak galatasaray'ı ve fatih terim'i gönülden tebrik ediyorum.
adaletli taraftar söylemi. bir galatasaraylı olarak size de yurt dışında başarılar kardeşim. tanrı size de 3; 3, 3 deme fırsatını versin real e karşı. bize 4; 4; 4 deme fırsatını verdiği gibi. çünkü bu fırsatı türkiye de yaşayan tek takım cimbom oldu real madrid e karşı bugüne kadar. bu da bu başlığa küfredenlere kapak olsun. birbirimizle dost olmak bu kadar zor olmasa gerek. kurtulus savaşı mı var anlamıyorumki aramızda. sevgi dolu bir baslığa bu kadar öfke neden? fenerbahçeli olmak saldırmak mı anlamına gelecek hep? sevinci paylaşmak insani bir duygudur. hazımsızlık sağlığı bozar saldırgan arkadaşlar. bu başlığı açan arkadaşa sonsuz teşekkürler; medeni cesaretinden ve eksilenmeyi göze almasından dolayı. eline sağlık sözlükdaşım.
fenerbahçelilerin asil davranışlarından sadece biridir. her birey biraz büyük düşündüğünde olgun davranarak böyle sözler söylemelidir. galatasaraylılara örnek olunmuştur umarız.
35 yaşında hangi takımı tutsam acaba diye düşünürken bir arkadaş tavsiyesi üzerine Fenerbahçe'yi tutmaya karar vermiş, futbolla yeni tanışan bir garip adamın ağzından dökülen cümlelerdir.
ilk maçtaki skor avantajının üzerine yatmanın ve rakibi küçümsemenin real madrid gibi bir takım için dahi ne sonuçlar doğurabildiğini gösteren önemli bir karşılaşmadır bugün seyrettiğimiz.
bu karşılaşma sonucu galatasaray elenmiştir fakat uefa tarafından galibiyet primi olarak belirlenen 1 milyon euro parayı da kasasına koymayı başarmıştır. bu para, real madrid için dahi önemli bir miktardır, bununla birlikte kazanılan ülke puanı da cabası.
dolayısı ile bir fenerbahçeli olarak ben de galatasaray'ı yürekten kutluyorum.
bir fenerli olarak galatasarayı tebrik ediyorum. ama derbilerde ki tutumumun hiçbir zaman değişmeyeceğini belirtmekten de kaçınmıyorum. hadi bakalım şimdi gidin sevinin..
