tanım: Zor zamanlarda ev masraflarına ortak olması için tutulan mutualizm aparatıdır.
efendim uzatmayalım, hemen hikayemizin başlangıç noktasına ışınlanalım.
aylardan ağustos. öss sonuçları açıklanmak üzere. kıç tarafında ibre 180i zorlarken, günler de vızır vızır geçmekte. nihayetinde büyük gün geliyor, derin bir nefes alıyorsunuz. sonuç: ege üniversitesi makine mühendisliği.
ağız götte geçen bir kaç haftanın ardından, sağda solda uçuşup camınıza yapışan 'sizin oolan nireyi gazandı gomşu' insanlarından sıyrılıp, kayıt için yola koyuluyorsunuz.
yalnız değilsiniz. beraberinizde, -artık nası bi olasılık hesabıysa bu- sizinle aynı üniversite aynı bölüm ve aynı öğretimi kazanan liseden kankanız var. ve önünüzde iki seçenek; ya gece gündüz sikiş sokuş hikayelerinin yazıldığı, sıcak suyun vardiya usulü çalıştığı, bilumum teknolojik aparatın devre dışı kaldığı devlet yurdunda, ya da her daim emrinize amade kırk yeğidin bulunduğu(!) şahsi öğrenci evinizde kalacaksınız. tabii ki ikinciyi tercih ediyor, bir ülkem hacı amcasından evin anahtarını teslim alıyorsunuz. 8 yıldır hiç bir şey yememiş komodor ejderi gibi aç aç suratınıza bakıp, 'kapora!' dercesine el uzatan hacı amcaya yolluğu teslim ediyor, bi aslan kafesinden kaçarcasına soluğu dışarıda alıyorsunuz. ve okul başlangıcına kadar uzatmalı tatilinizi yaşayacağınız memleketinize geri dönüyorsunuz.
günler geçiyor, okulun ilk günü gelip çatıyor. sıranızda 'nası geçecek 5 yıl aq' diye sayıklarken, aynı zamanda etrafı gözlüyorsunuz. manzara korkunç! bir tarafta kaşarlar diğer tarafta yavşaklar, toplanmış çift kale gevezelik yapmakta. sike sürülmeyecek muhabbetler arasında geçen günün sonunda, soluğu evde alıyorsunuz.
ilk bir kaç hafta savurganlık ve birbirinin klonu günler halinde geçerken, cebinizde parlayan son bi kaç meteliğin adeta sizle daşşak geçtiğini hissediyorsunuz. öğrenciliğin nemenem bir şey olduğunu anlamaya başlıyor, ileriki günler için plan yapmaya başlıyorsunuz.
ilk adım, eve üçüncü bi arkadaş almak. hem ne olacak canım, az yer az içer, masraflardan kesersiniz, gül gibi geçinir gidersiniz.
kankayla yapılan organize suç çetelerini kıskandıracak bir planın ardından, hemen ilk ders, sürüyü dikkatle süzen bir çita gibi başlıyorsunuz sınıfı gözle sikmeye. her detayı özenle inceledikten sonra, bulunabilecek en zararsız elemanı yakalıyorsunuz. verilen ilk ders arasında elemanı aranıza alıp futbol muhabbetinden olaya giriş yapıyorsunuz.
her nevi ev işinden anlayan, dersleri adeta tahtaya yapışarak dinleyen, her türlü direktife açık süzme peynirimizi ikna ettikten sonra, yine muhabbet eşliğinde eve dönüyorsunuz. ev arkadaşınıza, eşyalarını getirinceye kadar kullanılmak üzre köpeğin önüne atılmayacak bir yastık, kirden oluşan bi yorgan, her türlü attırmaya ev sahipliği yapmış bir de döşek veriyorsunuz. elemanda öyle bir genişlik var ki, artık kaç asrı arkadaşsız devirdiyse her türlü muameleye amade.
sonuç: tam isabet! piyasadaki en kelepir 'üçüncü' yü bulmuşsunuz.
sonraki günler, aşağı yukarı şuna benzer muhabbetlerle geçiyor;
kankalar: olm lan sonra kıza gitmiş demiş arkadaş, işte bu çocuk ordan..
üçüncü: (çat!) meraba. naber abi ya.. yalçın naber..
k: iyi.
ü: sen nassın önder..
k: hiç.
ü: hı, ya akşam maç varmış şampiyonlar ligi, gidelim mi?
k: sen git.
ü: olur.
bir tek sınav zamanı götünü yalar pozisyonda değer verdiğiniz üçüncünüz yerleri süpürüyor, bulaşık yıkıyor, alış veriş yapıyor. her işe koşturup her muhabbetten asgari payı alıyor. zaman böyle akıp giderken, okul bitiyor, ayrılık zamanı geliyor. her şeyi paylaştığınız(!) üçüncü olmak kavramının tanımı niteliğindeki arkadaşınıza bir veda konuşması yapıp ayrılmayı düşünüyorsunuz.
en samimi surat ifadenizi takınıp odasına dalıyorsunuz. ancak o da ne? arkadaşınız çektiği çileye dayanamayıp, evdeki tüm tursil, çamaşır suyu, kireç çözücü vb. ürünleri yiyip içmek suretiyle kendini öldürmüş. işte o an yarraa köküne kadar yediğinizi hissediyor, olduğunuz yerde dona kalıyorsunuz.
bu kadar sikindirik bi sona dayanarak şunu söyleyebilirim ki; üçüncülere iyi davranmalısınız. unutmayın, onlar da insan. en azından konuşun onlarla. birlikte çay falan için. yapın işte bişeyler.
not: alternatif bi son bulanlar bana ulaşsın. numaram: 04397832601
özellikle öğrencilik yıllarında sürekli değişir. eve kimin girip kimin çıktığı belli değil ki. tanımadığınız bir insan bile olabiliyor. takriben haftada 2-3 defa değişiyor.