bir sorun olmaması gereken durumdur. devletlerin arasındaki kötü ilişkiler veya anılar o devletin insanlarına önyargıyla bakmamızı gerektirmez. önemli olan insanların birbirlerine ve görüşlerine saygı duymasıdır. sadece aşk değil, hiçbir duygu milliyet tanımamalıdır. çünkü karşıdaki kişinin kişiliğini ve davranışlarını o kişinin milliyeti değil, düşünceleri belirler.
ırkçı olmayan her insan için gayet normal bir durumdur. gün olur "yok olmaz öyle şey" diyen insanın karşısına öyle bir ermeni ahu çıkar ki, o zaman görürüm ateşler içinde yanarken..
bir türke aşık olmaktan farkı olmayan duygusal gelişimdir. ne zamandan beri aşkın dili, dini, ırkı sorgulanmaya başladı aceba? yoksa esasında yükselen duvarlar değil, küçülen bizler miyiz?
çocukların her sabah düzenli olarak ne mutlu türküm diyene diyerek ant içtiği bir ülkede gayet anormal karşılanacak bir durum. bizim bilinç altımızda var faşistlik.
sevgiliyi önce türk sonra da kendince müslüman yapma çabalarından aşka zaman kalmaz.
kandil adında bir kürt genci, tamara adında ki ermeni papazın kızına aşık olur. durumdan memnun olmayan kara papaz tamarayı akdamar adasındaki kiliseye kapatır. fakat tamara her gece kilisede meşale yakar, kandil ise kıyıdan adada yanan meşaleye doğru * yüzerek kiliseye gider ve tamarayla görüşür.sabaha doğru zaten kıyı görünüyordur ve dönmek kolaydır.
aşkları bu menvalde, kara papazın haberi olana dek sürer. kızının bir müslümanla aşnafişne yaptığını duyan papaz, yamağına tamaranın gece yaktığı meşaleyi ada etrafına dolaştırmasını emreder.
malum gece, her zaman ki gibi kandil aşkına ulaşmanın heyecanıyla kendini van gölünün sodalı suyuna bırakır. ama meşaleyi ada etrafında gezdiren hain yamaktan haberi yoktur.
sabaha doğru van semalarında kahraman aşığın "ah tamara" diye attığı narası duyulur. ve yine efsaneye göre adanın adıda buradan gelmektedir.
acaba duyguların milliyeti var mıdır sorusunu akıllara getiren hede. maria ninemle hüseyin dedem acaba bir ruma aşık olmak yada bir türke aşık olmak sorunsallarını akıllarına getirmişler miydi, üstelik o dönemin şartlarında? getirselerdi biz olabilirmiydik. yapmayın lütfen...
ermeni propagandasına kurban gidilmiyorsa herhangi birine aşık olmaktır aslında.
ama şöyle bir şey vardır ki ermeni aileleri daha tutucudur türklere karşı kızlarının türklerle arkadaş olmasını dahi istemezler.
100 yıl öncesinin konuları bunlar. bu yüzyılda bir aborjine bile aşık olsan kimsenin sikinde değildir...
not: erzurumluyum. erzurum halkı bile ermeni düşmanlığını atmıştır yavaş yavaş... farkındalardır ki geçmişte atalarının yaptığı hatalardan kimse sorumlu değil.
(bkz: sınırların olmadığı bir dünya için yapılması gerekenler)