Güpegündüz Arabasının farlarını yakıp da farkında olmadan bu şekilde yüzlerce km yol gitmesine, günlük güneşlik havada silecekleri çalıştırmasına kadar uzanır, kafasında tek bir trafik vardır.
sonucunda boğaz köprüsünden bile atlayabileceği duruma düşürür. ama atlatınca da bir daha kolay sevemeyebilir. çapkınlığı dener ama ona göre değildir. ne yapasıdır? işte o zaman dışardan bir şarkı çalar artık sevmeyeceğim. ta ki onu seven bir kadın bulana kadar. onun neler çektiğini çok iyi bildiğinden tüm sevgisini ona verir. kızımı bırak sana xxx lira vereyim, töre, sen koskoca fabrikatörün kızısın bense sadece şöförüyüm, göremiyorum kör oldum... gibi şeyler araya girmezse mutlu sona ulaşılır.
gereksiz yere salak salak iltifat etmesiyle kendini gösterir. sonra aşırı kıskanmaya başlar hatunu. olmadık yerlerde olmadık kişilerden kıskanır. sonra hatunu çok sahiplenir, çok sevdiği için hatunun hayatının tamamı ona ait sanır, halbuki beraber aynı banyoya bile girememektedir. sonrasında da kız bunu terk eder, böyle bir baskıya ve zulme erkek kadar sevmeyen bir kız elbette ki dayanamaz.
sonra vay efendim, ben çok sevdim, sen gittin. sevdin de amk, bi sikmediğin kaldı, onu napıcaz?