Bakmayın salakça -öküz erkek- geyiklerine. Bir çoğu incedir erkeklerin.
Hatta kızı rencide etmemek için salak numarası yapar, yeri gelir etrafında pervane olur, kızı üzecek -erkeklik aygırlıklarını- yapmaz. Ama gün gelir, tüm ayıplarını görmezden geldiği kız, erkeği hafiflikle, fazla iyi niyetli olmakla, fazla incelikle suçlar.
Daha düne kadar hiçbir vasfı olmayan kız, erkeğin emeğiyle düzgün bir hale gelir, ve o emek veren erkeği beğenmez olur.
Sonra gider. Başkasına hazır halde gider.
Geride erkek kalır. Yeni bir insana, onca kalp yorgunluğu ile sevecek enerjisi kalmadan bakar.
başkalarına göre ağlaması güçsüzlük olacaktır ama kendisinin de en büyük çaresizliği tam karşısında durmaktadır. "o" arkasını dönmüş giderken ne ağlayabilmek, ne de "gitme" diyebilmektir erkeğin içini acıtan.