Benim için bu hayatta iş hayatımdan sonra en büyük şey evlilik hatta iş hayatımdan daha önemli. Çünkü evlendiğim kişiyle çocuk olmak arkadaş olmak yoldaş olmak kolay değil. Onunla birlikte çölde olsam gam duymam. Yeter ki gönlümüz bir olsun. Ama işte dönemin etkisinde çıkıp aranılan şeye ulaşmak ancak Allah'ın izniyle olur. Gerisi bir rüya. Sevdiğini sandığın nefret ettiğin çıkar.
tanıdığım bir çift var, 25 yıldır birlikteler, evli falan da değiller. çok da mutlulular.
evlenince bu devirde hep ''eee ne zaman boşanacağız?'' sorusunu soruyor taraflar kendine. çünkü türkiye'nin sosyoekonomik durumu içler acısı. aileler de müdahil olduğunda (veya bir tarafın ailesi bozguncuğula başladığında) zaten selası okunuyor ilişkinin. kıçını da yırtsan düzelmez o saatten sonra.
diğer yandan dünya da değişti. kimseye yahu evlenelim barklanalım, doğru dürüst bir hayatımız olsun hikayesini anlatamazsın artık. hayat bireyselleşti.
aşk da dışarda var, heyecan da, seks de... çoğu evlilikteyse bunların hiçbiri yok. öyle başlasa da genelde öyle kalmaz. rahat bırakmazlar insanı.
tüm bu risklerin üstüne de bu maddi külfetin altına kimse girmez.
veya tam tersine öteki tarafın egosunu incitirsen eyvah eyvah...
içiniz sıkıldı değil mi? benim de sıkıldı. evlilik mevlilik, siktir edin...
Abim bu yaz evlenecek, geçen sene olacaktı ama nasip olmadı bu seneye kaldı.
Mobilyası vs alınmıştı, yatak odası+yemek odası+misafir odası toplam 32-35 bin liraya mı ne almıştık şu an aldıkları misafir odası sadece 31.000₺ olmuş. istikbal’den almışlardı.
Beyaz eşyalarını Beko’dan aldılar, gri ve çok programlı olanları bulaşık+çamaşır+buzdolabı 20.000₺ idi şimdi aynıları olmuş 29.000₺
insanlar nasıl evlensin?
Ev kurmak kolay mı?
En basit kendimden örnek vereyim, çeyizime pasta tabağı aldım 6 tane porland marka, 2.5 sene önce 100₺ idi şimdi olmuş 450₺
Para gücü ile oluyor evlilik, nasıl evlensin şimdi insanlar?
Ev kurmak kolay değil...
Evlenecek kadın yok derken evlenilecek adam olamama sorunu ile karşı karşıya kalıyor olabilir.
Tabii bunlar biraz da şans işi.
Dönemin ekonomik sorunları da çoook büyük bir etken. Erkek olsam ev geçindirme derdiyle (genel kanı bu diye diyorum, yoksa bence herkes elini taşın altına koymalı) uğraşmak yerine evlenmem daha iyi.
işin seks boyutu da mühim. Evet, 'aynı deliğe girmek' pek çok erkeğe sıkıcı geliyor da bunu kadın için düşündüğümüzde kadın yine yine yine yollu oluyor *...
Her anlamda birbirinden sıkılmayacak insanlar evlenmeli. Gerisi zorunluluk algısı yüzünden boşa giden yıllara dönüşüyor.
ben geleneksel aileyi destekleyen bir insanım. çünkü tam tersi hayat tarzlarında insanların tatmin-mutlu olmama oranlarının daha çok olduğunu çevremden de görüyorum. insan sevebileceği biriyle evlenip, yuva kurup, şartlar el veriyorsa çocuk sahibi olmalı. ancak problem şu ki günümüzde sevmeye değer insan sayısı oldukça az. hayat karmaşasının içinde insan tanıyarak zaten yeterince yoruluyorsunuz haliyle bir noktadan sonra insan salıyor umudu da fazlasıyla zedeleniyor.
sosyal medya saçmalıklarıyla, saçma sapan ideolojilerle, woke mind virus denilen şeyle beynini yıkamamış, ezber düşüncelere sahip olmayan, internet çıktısı olmayan, basit olmayan, önüne gelenle şansını denememiş bir ağırlığı olan bir insan bulmak zor. hele salaklığa tahammülü olmayan bir insansanız yürütme şansınız zaten sıfırlanıyor.
eskiden sa as evlenek mi diye evleniyolarmış oluyomuş. öyle bi düzen olması lazım anca benim evlilik düşünmem için. düşünmemem lazım yani salak olmam lazım
maddi sıkıntı.bir evim olsa bile yeterdi. çünkü asgari ücretle çalışıyorum milletin 2 dudağı arasında kovulmam. kiralar olmuş 6 bin nasıl gecindireyim evi.
Bir de şöyle bir ek yapayım. Geçen gün bir kızla konuşuyorum. Kızdan da hoşlanıyorum açıkçası. Aldatma üzerine konuşurken bana "insanın gönlü başkasına kayabilir gönül bu ama aldatma berbat bir durum. Gönül başkasına kayarsa ayrılıp öyle başka insana gitmek en doğrusu" dedi.
Yani demek istediğim düzgün insan da bulmak çok zor.
çünkü aldatma olayları gerçekleşebiliyor. eşler anlaşamayabiliyorlar ileriki zamanlarda. erkek de kadın da eskisi kadar birbirinden hoşlanmayabiliyor ve anlaşamayabiliyorlar. tartışma olabiliyor ve alttan almak zorunda olabiliyorsun. ablamla eniştem bile tartışabiliyorlar. e hâl böyleyken niye evlenmek isteyim ki? sadakat gerekiyor.
Para. Ekonomik zorluklar. Türkiye'nin içinde bulunduğu su ortamda evlenmek için ciddi anlamda zengin olmak lazım. Bir evliliğin maliyeti 300 bin lira. Sadece bununla da bitmiyor. Kızın çalışmayacağını düşünün ki çocuk olursa asgari 2 yıl çalışmaz. çocuk da olduktan sonra bugün itibariyla bir evin normal geçimini sağlamak için gereken rakam asgari 20-25 bin TL.
Şimdi bu kadar geliriniz var diyelim ama bununla bitmiyor ki. Bir de Birikim yapmak zorundasınız. Bunun için de üç kişilik bir ailenin ayda asgari 10 bin TL Birikim yapması gerektiği düşünülürse ve de yılda bir kere tatil ki onun maliyeti de üç kişi için bir hafta 20 bin TL olarak düşünülürse bir erkeğin yıllık kazancının asgari 450 bin TL olması gerekiyor.
Kendi kusursuzmuş gibi hayatına aldığı her insanı kendiyle kıyaslamak kendinden üstünse asla ilişkisisne devam etmez. Çünkü kendinden daha altta bir insanla beraber olmak ister. Bide kendine güvenemeyen erkekler var onlarda doyumsuz olan tayfa.
Kendisinin sorumluluk sahibi olmak istemesi ve artık bir baltaya sap olma vaktinin geldiğini düşünmesi. Soyunu sürdürmek istemeside bunlardan birtanesi tabiki. Bazı insanlarında nedenleri şöyleki huzuru bulmakdır. Evlenmek güzeldir. Sorumlulukların artar ve Kendini adadığın bir eşin ve cocukların olur.
hayatı benim gibi düşünüyorsa evlenmez, yani ne yaşayacak olursa olsun öncesinde durum değerlendirmesi yaparken her şeyden önce "eee sonra" sorusunu sorup hayatın ne kadar boş ve anlamsız olduğunu anlamışsa ve bunu benimsemişse evlenmez ölmeyi bekler.
nedenler icsel nedenler ve dissal nedenler olarak gruplanabilir. aileden zengin olanlar disinda her insan turkiyede gelecek kaygisi tasir. yetenekli ,zeki ve iyi egitimli bir birey de olsaniz bu ulkede yarin ne olacagindan emin olamazsiniz. batiyla surekli kavga eden ve borc yuku altinda olan uretmeyen bir ekonomiyiz. guney ve guneydogu sinirimiz 40 yili asan bir savasin icinde. eskiden ordumuza kosulsuz guvenirdim. insanlar gerekirse bu ulke icin ölür ama bagimsizliktan feragat etmez derdim. artik demiyorum.
alıntıdır;
şu düğün denen illetin ne kadar ilkel ve gereksiz olduğunu henüz çoğu insan kavrayamamıştır. . "hayatımda bir kere evleniyorum" diyen kızların sözüne ikna olarak 3-4 saat sürecek saçma bir düğün için binlerce lira harcanıyor..çok mu zor kardeşim gidip nikahını yapıp takını aldıktan sonra sevdiğin, yakının 15-20 insanla şık bir mekanda bir şeyler yemek, içmek , eğlenmek?
yok illa önce söz sonra nişan sonra kına sonra düğün, koca koca salonlarda, devasa pastalar eşliğinde, mal mal şarkılar ile dans etmek, sarkık kollu ablaların, etrafta koşuşturan veletlerin arasında 2 km'lik halaylar çekilecek, elaleme gövde gösterisi yapılacak.
ayrıca kızların hep söylediği "hayatımda bir kere evleniyorum" sözünede ayrı bir uyuzum ulan sanki erkekler yüzbinkez evleniyor amk ee erkeklerde bir kere evleniyor..sırf kızlar arkadaşlarına "bak benim düğünüm seninkinden daha güzel oldu" egosunu yaşamak için hava atmak için erkeği binlerce lira borcun altına sokuyor. o para ile dünya turuna çıksanız helal olsun diyeceğim yada çatır çatır keyfiniz için eğlenceniz için eğitimizin için harcacanız mutlu olacağım. ama gidip 3-4 saat için binlerce lira harcamak mantıksız geliyor bana.
son olarak şimdi bu evlenecek olan hanım kızlarımız sırf hava atmak için gösteriş yapmak için erkeği binlerce lira borcun altına sokuyor ondan sonrada erkeğe" ya sen neden değiştin neden eskisi gibi değilsin" diye hiç laf yapmasınlar o kadar borcun altına yiyorsa sen gir sendeki değişimi görelim.
özetle düşmeyin beyler hanım kızların " ben bir kere evleniyorum herşeyin en iyisi olsun" sözlerine düşmeyin.
5 ay sonra 33 yaşında bir bekar olacağım için sanırım bu nedenleri açıklaması gerekenlerden biri ben oluyorum. Hazırsanız başlıyorum, aşama aşama gideyim ki bu engellerden birini geçsem hangisine takıldığım anlaşılsın.
1- insanları tanımak için çok çaba sarf etmiyorum.
2- Bugüne kadar hayatıma giren kadınların çoğu ile kafamda evlilik kurdum, eğlenceli bulmadım.
3- Evlenmek daha çok insanla görüşmek, zaman geçirmek anlamına geliyor. Bu benim tarzım değil. Kayınçodur, Kayınpederdir, eniştedir, bacanaktır. Kendi akrabalarımla bile aram yoktur. Dostoyevskinin söylediği gibi "akrabalar arasında zorunlu bir sevgi bağı vardır. Oysa sevginin önce hak edilmesi gerekir. işte bu yüzden akrabalar arasındaki sevgi samimiyetsiz ve iğrençtir." işte tam olarak özeti bu.
4- Maddi bir yük ve hayat planlamasında +1 kişilik daha düşünmek yorucu. Ayrıca yaşadığımız toplumun kadını adeta bir hediye bir eşya gibi sunması ve karşılığında beklentiler pazarlıklar içine girmesi midemi bulandırmıştır. Böyle birileriyle karşılaşmak çok sürpriz olmayacaktır.
5- Özgürlüğün kısıtlanması.
6- Hiçbir heyecan verici yanı olmaması. Pek çok insanın sadece çocuk için evlendiğini düşünmüşümdür hep. Belki bir gün sadece bunun için evlenebilirim bende.