ciddiyete inanmak. göreceledir tabi. erkeklerin tamamı aynı şey karşısında ciddiyetini takınmaz. ikili ilişkilerinden, mesleğine kadar birçok faktör bunu göreceli hale getirir.misal ebeveynlerin yanında-özellikle babanın- ekseriyetle başvurulur ciddiyete. öğretmen sınıftan içeri girince, iş yerinde askerlik şubesinde, hastanede...
ciddiyet önemlidir, kullanabilene çok ciddi bir silahtır. sigaramı yakarken takındığım ciddi tavrı, can ciğer kuzu sarması sevdiğim insanlara da gösterebiliyorsam bu bir dengedir. ciddiye alınmanın kronolojisi ciddiyetini takınmaktan geçer. demogoji bile yapıyorsam dilimi göstermeden yapmalıyım. yüzümden ciddiyet fışkırmalı. ''ciddiyet canım işte kasmayalım.'' diyenlerin çoğu bilmezler ki yanlarında taşıdıkları sevgilileri en çok ona aşıktırlar. espri yapan, güldüren erkek değil ciddi olan erkek tercih sebebidir. malumata girmeyeceğim konu uzamasın. kimse saf değil, herkes bilir ciddiyetin en büyük silah olduğunu ve çok işe yaradığını.
şayet derseniz:''senin en ciddi olduğun an hangisi?'' cevap vermem. ciddiyet belki söze yansır ama en çok yüzde görülesidir. yüzünü görmediğim bir insanın da ciddiyetine inanmam.
''hayat ikinci bir şansı vermek için çok kısa.'' ciddiyetimle yaşarım...
çoğunluk erkeğine göre değişkenlik arz edendir...
ancak hemen hemen kendini bilen, karakter sahibi, kişiliği oturmuş çoğu erkeğin; onuruna, haysiyeti ve şerefine leke sürülecek olaylara maruz kaldığı an...
tamir yaptığı andır. bir okadar da sinirli olur. küfretmeye başlar hatta abartıp kendi eline , koluna , beynine küfreder. sonuç mu? büyük olasılıkla hüsran... (bkz: babam)
terkettiği andır şüphesiz. utanmasa kaşlarını çatıp cinciğini tutacak. - cincik iki kaşın ortasındaki et parçasıdır. baş ve işaret parmaklarıyla sıkılıp, hafif kafa yere bakar pozisyonda sağa sola sallanır.-
aynı zamanda patlamaya en yakın olduğu andır. çünkü gerilmiştir ve bu yüzden istemsiz tepkiler verebilir. taharetmuslugu' nun örneği yazdıklarım için en geçerli örnektir.*