erkekliğin duygularını saklamakla alakası olmadığını bildiğinden kaynaklıdır. ha duygularını anlatmayıp erkeklik yaparsa ne olur, öle uzaktan uzaktan bakar ya da kendi içinde yaşar, arabesk aşk yaşamaya mahkum olur.
Olması gerekendir. endüstri devriminden önceleri erkek halk kendisini güç ve kuvvetle ifade eder, duygularını belli etmezdi. günümüzde ise gücün ve kuvvetin kas gücünde değil de hiyerarşik piramitte anlam bulmaya başlaması da erkeği bu gereksiz boyunduruktan kurtarma yönünde olumlu etki yapmıştır. ancak bizler ilk sıradakiler olmasak da hala geçiş formunda bulunduğumuzdan ve türkiyede yaşıyor olmamızdan mütevellit; duygularını alelen açık eden erkeklere halkımız 'değişik' gözle bakmayı sürdürüyor.
toplumun bize dayattığı düzende, erkek güçlü olmak zorundadır. dertlerini içine atar, kimseyle paylaşmaz. duyguları paylaşmak kadına biçilmiş roldür. erkek ise hasar alamaz. süpermanler falan da bu yüzden çıkıyor ya zaten. yenilmez, ölümsüz kahramanlar.
erkeğin duygularını paylaşması, toplum tarafından bir kusur olarak algılanıp, "sakat" bir durumken, özünde sağlıklı bir durumdur. aksi durumda sakatlık doğuyor oysa. senelerce içine atmış, omuzları yükten çöktü çökücek erkekler, içlerinde biriktirdiklerinin etkisiyle derin bir buhran yaşıyor, bir çok şeyden yabancılaşır oluyorlar. ne ailelerine, ne kendilerine, ne de en ufak bir hobiye vakit ayırmıyor, bitkisel hayattaymışçasına yaşayıp gidiyorlar. şunu da unutmayalım ki, bir erkeğin intihara eğilimi bir kadına oranla dört kat fazladır. bunun duygularını paylaşmamakla alakası olmadığını söylemeyin bana lütfen.
insan paylaşacak, sorunlarını çözmeye çalışacak. içine at at, nereye kadar. sonra al sana sorunlu baba, sorunlu evlat.
al işte sana bir geyik daha. Gayet normal bir durum aslında. Erkek sanki hayvan, konuşamaz hissedemez, anlatamaz. yüzlerce romanı kim yazdı acaba, kimin duygularıydı anlatılanlar, rus romanlarında kara sevdadan ölen gençleri duygusunu anlatamayan insanlar mı kurguladı. *
kompleksiz erkeklerde karsilasilan bir durum, ve bundan dolayi cok nadir görülen bir sey. ki konusmasini bildiklerinde kendilerini yüceltirler ama bunu anlayabilmeleri icin bir cogunun duygusal kapasitesi yeterli degil. sahte erkeklik gururlarinin arkasinda saklanmali daha kolay geliyor sanirim.
erkekler duygularından bahsederken futbol hakkında konuştukları kadar hızlı konuşamıyorlar. genelde konuşma tarzında yavaşlama başlıyor. ama eğer üç kağıtçının tekiyse bana mısın demez futbol muhabbetine göre daha hızlı bile konuşabilir. iste size saf masum el değmemiş erkekle, tatlı su kurnazı olmuş erkeği ayırt etmenin en önemli yöntemi!
çok nadiren karşılaşılan durumdur ve bu yüzden çok kıymetlidir. hep o anı beklersiniz. nadiren söylediği için o sözlerin hiçbiri size tanıdık gelmez ve hiçbir zaman heyecanını yitirmez.
zordur bir erkeğin duygularını açması, çünkü duyguları olmasını bile kabul edemez çoğu zaman erkekler. hepimizin insan olduğumuzu ve bu yüzden de en değerli varlığımızın duygularımız olduğunu bilmezler, bilseler kabullenemezler.
oysa ki erkek duygularını açsa mutlaka kazanacağı bir şeyler olacaktır. denemeyen bilemez ya insanlar hiç bir şeyin sonucunu, işte böyledir erkeklerin duygularını açma eylemleri de... bir gün tıkanır kalır ve bahsetmek zorunda kalırlar duygularından, işte o zaman çok değerlidir o kelimeler, kaybetmemek lazımdır hatta kaydetmek lazımdır.