aşırı alkollü olunan bir gecenin sonunda, hatunla beraber yatak odasına gidildiğinde, dalganın o gece için sadece çiş yapmaya yaradığını her iki tarafın da farkettiği andır.
sünnet cd'si annesi tarafından bütün arkdaşlarına izletilen andır. hele bir de biraz ağır bir abiyse, sünnet olurken de deli gibi ağlıyorsa bitişin son noktasıdır. **
taşfırın erkeği kesildiği erkek arkadaşlarının yanında sevgilisine ya da eşine hayatım canım cicim 'hemen geliyorum' 'alırım tabi ne istersen' 'sen nasıl istersen öyle olsun' deyip sevgi gösterilerinde bulunduğu andır. ****
Lostta falanca sezonun, filanca bölümüydü. desmond sevgilisi penelope nin emrivaki yapması üzerine babasının ofisine iş görüşmesi için gitmişti. desmond un asıl derdi iş değil mustakbel kayınpederine kızıyla evlenmek istediğini birbirlerini delü gibi sevdiklerini söylemekti. Desmond tüm samimiyeti ile bu konuşmayı yaparken kayınpederde ofisin penceresinden kuşbakışı caddeyi süzüyordu. daha sonra desmonda döndü. iki kadeh ve bilmem kaç yıllık viskiyi kapıp masaya kodu. Daha sonra kendi kadehini doldurdu. desmond'a baktı ve bu viski 60 yıllık (çokta fifi) ve bir kadehinin ederi senin bir aylık kazancından daha yüksek yani demem o ki yeğenim benim bir kadeh viskim seninle paylaşılmayacak kadar kıymetlidir ve daha birçok bıdı bıdı vurdukça vurdu. desmond'ın oturduğu yerde, benim ise ekran başında boğazımıza bir yumru oturdu. birde para teklif etti ama desmond altında kalmadı ve ona 100 bin lira paramı lan itoğluit bakışı attı bu şerefsiz adamın yaptığından ben tv başında utandım, o pis pis sırıttı. Akabinde ben olayım , arkadaşlarım olsun desmond'ı defalarca kez aradık. başlarda meşgule düşürdü, arkasından telefonu komple kapadı. anladık ki bir erkeğin bittiği an işte o andır.
okul çıkışı körüklü otobüse binilir. * kimse yoktur. o sırada hoşlanılan ama kaç zamandır sadece bakmakla yetindiğin kız otobüse biner ve tam arkanıza oturur. otobüste sadece ikinizin olmasından cesaret alınarak kızın yanına geçilir ve "bir sakıncası yoktur umarım ?" denir, kızdan da "yook, oturabilirsin tabi" cevabı alındıktan sonra yanında oturulur.
aylardır içinde tuttuğun o temiz duyguları kıza açarsın. kız da olumsuz bişey söylemez ve yol boyu başka mevzulardan da konuşursun. ve otobüste yavaş yavaş dolmaktadır, sıkışıklık da artmaktadır. inilecek yere gelinir. siz en arkadaki kapının düğmesine basarsınız. kıza güzel bir "hoşçakal" dedikten sonra. otobüs durur ama o kapıyı açmaz.
- kaptaaaan arka kapı. diye bağırmak zorundasınızdır. otobüs körüklü olduğundan metrelerce ilerideki şoför tabiki duyamaz. kaaptaaan arka kapı, diye tekrar bağırırsınız. o sırada biraz önce saf-temiz duygularınızı açtığınız kız ile gözgöze gelirsiniz. kaptaaan aç artık şu kapıyı. kaptan yağlı kazıklarda otur inşallah. Allah belanı versin ulan. bitirdin beni.
hah entrynin sonunu da böyle saçma bitirmeme sebebiyet verdi.