son 10 sene için çoğu kadının '' çekici dış görünüşü ve beni güldürmesine aşık oldum '' cevabını vereceği soru. çünkü bunlar yoksa aşk da yok, seks de yok. gördüklerim bana başka bir şey söylemiyor.
private sozluk diye bir yerde yazmaya baslamısım. yas 22-23. o donem paris te yasıyorum ve paris te yasamayan anlamaz, ben her sehrin bir ruhu olduguna inanırım. paris melankolik bir sehir. benim gibi fabrika ayarlarında nese kelebegi olan biri huzunlerin prensesi olmus. velhasılı ben sozluge karanlık karanlık, varoluscu, huzunlu yazılar yazmaya basladım. o donem o sozlukte kose yazısı denen bir kısım vardı. her gun birinin yazısı kose yazızı diyey cıkardı cok oy almıs. her gun benim yazılarım cıkmaya basladı:) yazdıklarımı birileri anlıyor diye o kadar mutluydum ki o donem.
velhasılı bi cocuk mesaj attı. baktım entrylerine adam bildigin sair, adam bildigin yazar. bakın arkadaslar ben simdiye kadar 1000 kitap okumusumdur, adam hala tanıdıgım "en iyi yazma yetenegine" sahip adam.
her gun mesajlar gelip gitmeye basladı.
adamın oyle guzel bir "duygusal derinlik" i var ki..
sonra adam bana gondermeli yazılar yazamaya basladı sozluge. okudugunda mest olursun.
ben ona gondermeli yazılar yazmaya basladım sozluge.
tam bir ikimizin sozleri sarmas dolas dedikleri mesele:)
boyle aylar gecerken hangi ara oldu bilmiyorum ikimiz de birbirimize abayı yaktık.
benim deli damarım vardır ask konularında. atladım paris ten izmir e ona gormeye gittim. harika gecti. sonra o izmir den isttanbul a beni gormeye geldi. gene harika gecti.
bana gelirken en iyi arkadasına demis ki: -hayatımın askını gormeye gidiyorum.
velhasılı bana dedi ki: -su an bes kurussuz bir adamın ve sen cok guzel bir kadınsın. bekle. durumları topliyim alıcam seni.
ya aslında ben beklerdim beklemesine de benim bazen psikoljik rahatsızlıklarım tutuyor. kafa gidiyor bazen. velhasılı oyle bir donem yasadım bir yaz. onu sildim giden kafayla. sonra o da bana guvenini kaybetti. geri dondugumde saglıgıma kavustuktan sonra bana guvenmedi. yalan olduk.
hayatımda ruhumu en cok buyutmus adamlardan biri. belki de en cok buyutmus olanı.
siir bilmeyen bir kadını siire donusturmustu. uzun sure acaba ruh esimmi dedim kendisi hakkında:)
ben fransa ddan kesin donus yapmısım.
cocukluk askıma askım depresmis, depresyondayım.
oyle mal mal yasıyorum.
bir erkek arkadasım aradı cok sevdigim:
-gulmekicinyaratilmis eve kapandın kaldın. bu hayat boyle gecmez. tam sana uygun bir erkek arkadasım var. gel tanıstırayım sizi.
velhasılı benim atakoy deki evde ben, bir kız arkadasım, bahsi gecen kanka erkek arkadasım ve onun benle arasını yapmak istedigi cocuk oturduk. sohbet muhabbet. cok keyifli gectik. boyle uzun boylu, yapılı, guzel suratlı, yakısıklı, iyi huylu bi cocuk. ben hastası oldum.
sonra cocuk beni beyog lunda sinemaya cagırdı.
gange un tas ev filmi.
oncesinde ona beyoglu cukulatası aldım. yıllarca o gun sen bana cukulata almıstın, cok tatlıydın dedi:)
ara cafede kahve ictik. sohbet muhabbet.
o kadar keyifli gecti ki..
akıllı, kulturlu bi cocuk. ama saf ve temiz bir cocuk da. aynı ben gibi:)
ve adını koyduk.
2 sene surecek sevgililigimizin baslangıcı. kalp.
bana evlenme teklifi de etti ilerleyen aylarda.
ara ara hep icimde uktedir.
onla evlensem su an cok mutlu bir kadın mıydım acaba diye.
umarım hayatında cok mutludur benim tatlı eski sevgilim:)
"usul usul yavas yavas sevdim seni
bu yuzden sevgimden eminligim...."
ozdemir asaf
bir senelik erkek arkadasım beni tek etmis. cok da cirkin bir sekilde terk etmis. facebookta yeni askını gozume soka soka gitmis. kalbim cok kırık. huzunluyum.
yıllar evvel tinderdan eklestigimiz bir iki saat mesajlasıo yalan oldugumuz bir cocuk vardı. o mesaj attı. gel bir kahve icelim dedi. hayhay dedim. nereye geleyim diye sordum. sen yerini soyle ben gelirim, yorulma dedi. centilmenim:) artı puan bunlar hep.
velhasılı bizim evin orda bi cafede bulustuk. birer latte ictik. sohbet muhabbet. acayip seker bi cocuk. ozguvenli bi durusu var. ama bi taraftan acayip icten. bir taraftan komik, esprili. bir arı bana konmaya kalktı. bana dedi ki "senin bu cafedeki en guzel cicek oldugunu anladı, arı bile sana konmaya calısıyor" ihih. o kadar tatlı geldi ki cocuk bana ilk bulusmamızda.
sonra beni butun sosyal medyadan ekledi. begenmeye basladı her gun. arada mesajlasmaya, arada telefonlasmaya basladık.
benim eski sevgilinin o gunlerde beni yoklayacagı tuttu. mesaj attı bana. benim de kalbim cok kırık ya yeni potansiyel sevgiliye mesaj attım:
-su an hayatımda karısık bi seyler olma ihtimali var. senle net olsun istiyorum. adını koymak istiyor musun? istemiyor musun? once sana sormak istedim. ona gore tavrımı ve secimlerimi belirlicem.
gelen cevap:
-baskasına gitme. koyalım adını uleyn! *
oylece adını koyduk.
ben benim eski sevgiliye gorusmek istemedigimi soyledim. cunku kalbimi o kadar cok kırmıstı ki o donem.
velhasılı boylece 2,5 sene surecek bir iliskinin baslangıcına imza attık.
o kadar neseli, o kadar tatlı dilli, o kadar muzip biriydi ki..
kafalarımız, tarzlarımız cok uydu.
bana hep derdi ki "gulmekicinyaratılmıs gercekten dort dortluk bir kızsın. huyun suyun aklın zekan durusun dort dortluk. sadece biraz kilo vericen. onu da yapsan var ya.. ufff!"
koca bebegim benim:)
hala butun gusel muzip oglan cocuklarını sokakta gordugum ona benzetirim.
iyi seyler oldu. kotu seyler oldu.
ama ben kotuleri cabucak gecicem, ve hatıralrımda onu kucuk oglan cocugum olarak saklıcam::))))
bana bir gun cok ictiginde evlenme teklifi bile etti uleyn. ihih.
belki paralel bir evrende evliyizdir koca bebek.
hikayelerdeki erkekler o denli berbat örnekler ki, okudukça içim daralıyor.
bir kadına 5 ay (yazıyla beş ay, yüz elli gün) boyunca tek bir cevap dahi almadan mesaj atan bir erkek var. “sarılınca memelerin bana değdi” diyor aahsjzksl. “Biraz da zeki ve kültürlü övgüsü yapman lazım” denildiğinde hemen görevi benimsiyor. Ve mutlu son…
Efendi-köle diyalektiği bu, nerede görsem tanırım.
simdi ben itu sozlukte yazıyorum. nam-ı diger instela.
yılllardır sosyal medya sozluklerinde butun mesaj fasilitelerim kapalıdır. kibirden degil. ben insanlardan korkuyorum. o yuzden. ama instela da mesaj kapatma ozelligi yoktu.
bir cocuk her sabah mesaj atamaya basladı. ama her sabah. her gun. bazen gokyuzu fotografı atıyor, gunaydın diyor. bazen deniz fotografı atıyor, gunaydın diyor. bazen cicek fotografı atıyor, gunaydın diyor. insanın icini acıyor yolladıkları. bu boyle 5 ay boyunca surdu. her gun gunaydın mesajı geldi bana. ben cevap vermiyorum.
bir gun mesaj attım:
-senin benle derdin ne dostum? neden kafayı taktın bana?:)
sonra mesajlasmaya konusmaya basaladık.
birkac hafta konustuk. ardından karakoy de bir kahve ictik. boyle yakısıklı, beyfendi, tatlı bi cocuk. acayip bir "atraction" hissettim ilk bulusmamızda. boyle 3-4 saat non stop konustuk, olaysız evlere dagıldık.
birkac hafta sonra gene bir kahveye bu sefere fındıklıda bulustuk. sohbet muhabbet. beni tramwaya bıraktı ben eve donerken. sarıldı veda ederken. ben sarılırken "su an o guzel goguslerin bana degiyor" dedi, hem cok utandım hem de icim gıcıklandı.
aradan birkac hafta daha gecti. cengelkoy cınaraltı kahvesinde bulustuk. sohbet muhabbet. deniz gunes. beraber vapura bindik. dolandık. o kadar romantikti ki.
bu surecte hep telefonla konusuyoruz ama.
bir gun telefonda dedi ki: "kendime saklıyorum ama artık soylucem. seni cok arzuluyorum." gene benim icim bi gıcıklandı.
velhasılı bir gun ben ona nasıl kucukken herkesin bana cok guzel bir kızsın dedigini ama kimsenin ne kadar zeki kulturlu demedigini, kızlarımızı cok yanlıs buyuttugumuzu anlatıyordum. bana dedi ki "keske aynı lisede olsaydık. ben o zaman cok yalnızdım. sen olsaydın yalnız hissetmezdim ve ben sana ne kadar zeki bir kız oldugunu her gun hatırlatırdım."
bum!orda tam anlamıyla asık oldum iste:)
Aşk sandıklarımız geçici hevesler, kursakta düğüm ve kalpte boğum. Sevgi saydıklarımız ihtiyaca binaen göz önünde tutulanlar, her şeye rağmen sabredilenler nihayetinde harp/darp edilenler . Yok saydıklarımız yolda koyduklarımız ise bir sonraki sunağa adayacağımız zavallı nefretlerimizden nefislerimizden bihaber kurbanlar.
Başlıkla ilintili veya değil hepimiz az veya çok böyleyiz. Dünya, bir türlü gelmek bilmeyen kıyametlerle bizleri oyalayan ve bir o kadar da bizleri zorlayan kederlere boğan nadiren de olsa mutlu kılan arena.
Muhtemelen kadınların çoğu için cevabı “ yakışıklı, uzun boylu ve espritüel olmasına tutuldum “ olan soru. Entelektüel tartışma ya da bilgi birikiminden etkilenen varsa da ya görünmez ya da çok iyi gizleniyor olmalı çünkü hiç rastlamadım.
yalnızlığınıza denk geliyor bence ya boşluğa yani Yoksa hiç akıl kârı değil. Öyle tiple falan da alakası olduğunu düşünmüyorum, enerji mi derler bir şey çekiyor işte.
simdi emlakcıya gittik. bir emlak isimiz var.
benim emlakcı yakısıklıca bi cocuk. ama yasca benden kucuk. o donemler cok katı prensiplerim vardı yasca kucukler hakkında. zaten bası da baglıymıs, isim olmaz ayrıca bası baglı adamla.
velhasılı ben emlakcıda dururken bir cocuk gel sana bir cay ısmarlıyim dedi.
boyle uzunca, zayıf, yakısıklı, kumral bi cocuk.
bahceye cıktık, sigara cay yapıyoruz beraber.
ayakustu 10 dakika jet hızıyla sohbet ettik.
o kadar tatlı dilli, o kadar bitirim, o kadar enerjik.
10 dakika sohbette ben asık oldum uleyn! ilk goruste ask dedikleri olay:)
velhasılı sonraki 2 sene boyunca sık sık karsılastık. evden dısarı cıkarım, kapıdadır, yolda yururum, karsıdan geliyordur, asonsore binerim asansordedir gibi seyler. her seferinde benim kalbim cıkacak gibi atıyor:)
benim ona yaklasmamın sebebi adamı evli sanmam.
arada mesaj atardı, ben tatlı sert terslerdim.
bir gun demez ki ben evli degilim, sen yanlıs biliyorsun.
bunu ogrendikten bir iki gun sonra bulustuk. aksam 9 gibi bulustuk, sabah 6 ya kadar konustuk. butun hayatını dinledim. basarılarını basarısızlıklarını. huzunlerini sevinclerini. pismanlıklarını. gurur duyduklarını. utanclarını. hayallerini. zaten kafa bi milyon gelmis, bi taraftan ucuyor:) hiperaktif. ama o ictenligine, o dogallıgına bir kez daha asık oldum.
bana gore bir sene suren sevgillilik oldu.
ona gore iliskimiz neydi bilemicem.
ama her gun, ama her gun o bir sene boyunca whatsup ta siir dizeleri paylasırdı. benden ayrıldıktan sonra bi daha hicbi sey paylasmadı.