biz simdi private sozluk diye bir sozlukte tanıstık. yas 25.
mesajlasmaya, yazısmaya, cizismeye basladık.
ilerleyen haftalarda telefon konusmaları yapmaya basladık.
mektuplasmaya basladık.
bir gun bana telefonda dedi ki:
-sen ilaclarını bırakıyorsun. almıyorsun o lanet seyleri. ben seni fethiyeye kacırıyorum. orda beraber bir cafe acıyoruz. sen yemekleri yapıyorsun, ben geri kalan seylerle ilgileniyorum. ortada kızımız buse kosturuyor.
BUM! boyle asık oldum ona.
birkac hafta sonra ankara dan istanbul a beni gormeye geldi bu konusmadan sonra. ve gitmedi. yanıma tasındı 3 sene icin. 3 sene suren sevgililik.
isin huzunlu kısmına gelince:
-evlendi. ve bu hayalın gerceklesmis halini su an baska bir kadınla yasıyor.
simdi ben paris te okuyorum.
akıl hastanesinden yeni cıkmısım.
ilk uzun sureli sevgili beni terk edince kara sevda olmusum, balataları yakmısım.
boyle bos bos mala baglamıs bir donemim.
kendisi lise arkadasımdı. o da fransa nın grenoble sehrinde okuyordu universite icin.
msn den yazdı. konusmaya basladık.
6 senelik kız arkadası terk etmis. 3 ay sonra baskasıyla evlenmis. bunalımdaymıs. gel dedim paris e seni gezdireyim, kafan dagılsın. yeminle art niyetim yoktu. arkadasıma yardım etmek istedim dostu olarak. 2 gun sonra yanımda bitti 2 haftalıgına.
ben calısıp okuyordum o donem.
isyerinden bi cıkıyorum, kapıya gelmis, metroda canının sıkılsın istemedim diyor.
isten eve bir donuyorum, yemek hazırlanmıs, surpriz yaptım diyor.
okuldan bir cıkıyorum, elinde bir koca buket kır cicegi sana aldım diyor. -ki en sevdigim cicektir kır cicegi-
o kadar tatlı, o kadar iyi huylu ki.
iki haftanın sonunda adını koyduk.
bir ay sonra tekrar beni gormeye geldi. harika bir haftasonu gecirdik paris te.
tren garındayız paris te. onu yolcu ediyorum grenoble.
yolcu ettim. birden trenden atladı. yanıma geldi. bana sarıldı, aglamaya basladı, ve seni cok ozluyorum, senden ayrı kalmaya dayanamıyorum dedi.
bum! orda asık oldum tam anlamıyla.
icimden dedim ki ben bu adamla evlenicem. yas 23.
gercekten de 30 yasında o adamla evlendim:)
tinderı actım. bir cocuk begendi. eslestik. konusmaya basladık. bakırkoy deymis. aksama bi kahve dedi. olur dedim:)
bunların hepsi yarım saat icinde oluyor ama.
aksama galeria da food clan da bulustuk.
gordum zaten bittim, biraz ciroz ama nasıl yakısıklı.
konusmaya basladık lattelerimiz esliginde.
utangac. sesi titiriyor. bana o kadar saf, temiz, ve tatlı geldi ki..
bum! asık oldum. o aksam mesajlasırken adını koyduk.
bir sene suren sevgililik.
o kadar asıktım ki o donem:)
beni hic beklemedigim anda terk edince ikinci intihar denemem oldu zaten:(
simdi emlakcıya gittik. bir emlak isimiz var.
benim emlakcı yakısıklıca bi cocuk. ama yasca benden kucuk. o donemler cok katı prensiplerim vardı yasca kucukler hakkında. zaten bası da baglıymıs, isim olmaz ayrıca bası baglı adamla.
velhasılı ben emlakcıda dururken bir cocuk gel sana bir cay ısmarlıyim dedi.
boyle uzunca, zayıf, yakısıklı, kumral bi cocuk.
bahceye cıktık, sigara cay yapıyoruz beraber.
ayakustu 10 dakika jet hızıyla sohbet ettik.
o kadar tatlı dilli, o kadar bitirim, o kadar enerjik.
10 dakika sohbette ben asık oldum uleyn! ilk goruste ask dedikleri olay:)
velhasılı sonraki 2 sene boyunca sık sık karsılastık. evden dısarı cıkarım, kapıdadır, yolda yururum, karsıdan geliyordur, asonsore binerim asansordedir gibi seyler. her seferinde benim kalbim cıkacak gibi atıyor:)
benim ona yaklasmamın sebebi adamı evli sanmam.
arada mesaj atardı, ben tatlı sert terslerdim.
bir gun demez ki ben evli degilim, sen yanlıs biliyorsun.
bunu ogrendikten bir iki gun sonra bulustuk. aksam 9 gibi bulustuk, sabah 6 ya kadar konustuk. butun hayatını dinledim. basarılarını basarısızlıklarını. huzunlerini sevinclerini. pismanlıklarını. gurur duyduklarını. utanclarını. hayallerini. zaten kafa bi milyon gelmis, bi taraftan ucuyor:) hiperaktif. ama o ictenligine, o dogallıgına bir kez daha asık oldum.
bana gore bir sene suren sevgillilik oldu.
ona gore iliskimiz neydi bilemicem.
ama her gun, ama her gun o bir sene boyunca whatsup ta siir dizeleri paylasırdı. benden ayrıldıktan sonra bi daha hicbi sey paylasmadı.
yalnızlığınıza denk geliyor bence ya boşluğa yani Yoksa hiç akıl kârı değil. Öyle tiple falan da alakası olduğunu düşünmüyorum, enerji mi derler bir şey çekiyor işte.
Muhtemelen kadınların çoğu için cevabı “ yakışıklı, uzun boylu ve espritüel olmasına tutuldum “ olan soru. Entelektüel tartışma ya da bilgi birikiminden etkilenen varsa da ya görünmez ya da çok iyi gizleniyor olmalı çünkü hiç rastlamadım.
Aşk sandıklarımız geçici hevesler, kursakta düğüm ve kalpte boğum. Sevgi saydıklarımız ihtiyaca binaen göz önünde tutulanlar, her şeye rağmen sabredilenler nihayetinde harp/darp edilenler . Yok saydıklarımız yolda koyduklarımız ise bir sonraki sunağa adayacağımız zavallı nefretlerimizden nefislerimizden bihaber kurbanlar.
Başlıkla ilintili veya değil hepimiz az veya çok böyleyiz. Dünya, bir türlü gelmek bilmeyen kıyametlerle bizleri oyalayan ve bir o kadar da bizleri zorlayan kederlere boğan nadiren de olsa mutlu kılan arena.
simdi ben itu sozlukte yazıyorum. nam-ı diger instela.
yılllardır sosyal medya sozluklerinde butun mesaj fasilitelerim kapalıdır. kibirden degil. ben insanlardan korkuyorum. o yuzden. ama instela da mesaj kapatma ozelligi yoktu.
bir cocuk her sabah mesaj atamaya basladı. ama her sabah. her gun. bazen gokyuzu fotografı atıyor, gunaydın diyor. bazen deniz fotografı atıyor, gunaydın diyor. bazen cicek fotografı atıyor, gunaydın diyor. insanın icini acıyor yolladıkları. bu boyle 5 ay boyunca surdu. her gun gunaydın mesajı geldi bana. ben cevap vermiyorum.
bir gun mesaj attım:
-senin benle derdin ne dostum? neden kafayı taktın bana?:)
sonra mesajlasmaya konusmaya basaladık.
birkac hafta konustuk. ardından karakoy de bir kahve ictik. boyle yakısıklı, beyfendi, tatlı bi cocuk. acayip bir "atraction" hissettim ilk bulusmamızda. boyle 3-4 saat non stop konustuk, olaysız evlere dagıldık.
birkac hafta sonra gene bir kahveye bu sefere fındıklıda bulustuk. sohbet muhabbet. beni tramwaya bıraktı ben eve donerken. sarıldı veda ederken. ben sarılırken "su an o guzel goguslerin bana degiyor" dedi, hem cok utandım hem de icim gıcıklandı.
aradan birkac hafta daha gecti. cengelkoy cınaraltı kahvesinde bulustuk. sohbet muhabbet. deniz gunes. beraber vapura bindik. dolandık. o kadar romantikti ki.
bu surecte hep telefonla konusuyoruz ama.
bir gun telefonda dedi ki: "kendime saklıyorum ama artık soylucem. seni cok arzuluyorum." gene benim icim bi gıcıklandı.
velhasılı bir gun ben ona nasıl kucukken herkesin bana cok guzel bir kızsın dedigini ama kimsenin ne kadar zeki kulturlu demedigini, kızlarımızı cok yanlıs buyuttugumuzu anlatıyordum. bana dedi ki "keske aynı lisede olsaydık. ben o zaman cok yalnızdım. sen olsaydın yalnız hissetmezdim ve ben sana ne kadar zeki bir kız oldugunu her gun hatırlatırdım."
bum!orda tam anlamıyla asık oldum iste:)
hikayelerdeki erkekler o denli berbat örnekler ki, okudukça içim daralıyor.
bir kadına 5 ay (yazıyla beş ay, yüz elli gün) boyunca tek bir cevap dahi almadan mesaj atan bir erkek var. “sarılınca memelerin bana değdi” diyor aahsjzksl. “Biraz da zeki ve kültürlü övgüsü yapman lazım” denildiğinde hemen görevi benimsiyor. Ve mutlu son…
Efendi-köle diyalektiği bu, nerede görsem tanırım.
"usul usul yavas yavas sevdim seni
bu yuzden sevgimden eminligim...."
ozdemir asaf
bir senelik erkek arkadasım beni tek etmis. cok da cirkin bir sekilde terk etmis. facebookta yeni askını gozume soka soka gitmis. kalbim cok kırık. huzunluyum.
yıllar evvel tinderdan eklestigimiz bir iki saat mesajlasıo yalan oldugumuz bir cocuk vardı. o mesaj attı. gel bir kahve icelim dedi. hayhay dedim. nereye geleyim diye sordum. sen yerini soyle ben gelirim, yorulma dedi. centilmenim:) artı puan bunlar hep.
velhasılı bizim evin orda bi cafede bulustuk. birer latte ictik. sohbet muhabbet. acayip seker bi cocuk. ozguvenli bi durusu var. ama bi taraftan acayip icten. bir taraftan komik, esprili. bir arı bana konmaya kalktı. bana dedi ki "senin bu cafedeki en guzel cicek oldugunu anladı, arı bile sana konmaya calısıyor" ihih. o kadar tatlı geldi ki cocuk bana ilk bulusmamızda.
sonra beni butun sosyal medyadan ekledi. begenmeye basladı her gun. arada mesajlasmaya, arada telefonlasmaya basladık.
benim eski sevgilinin o gunlerde beni yoklayacagı tuttu. mesaj attı bana. benim de kalbim cok kırık ya yeni potansiyel sevgiliye mesaj attım:
-su an hayatımda karısık bi seyler olma ihtimali var. senle net olsun istiyorum. adını koymak istiyor musun? istemiyor musun? once sana sormak istedim. ona gore tavrımı ve secimlerimi belirlicem.
gelen cevap:
-baskasına gitme. koyalım adını uleyn! *
oylece adını koyduk.
ben benim eski sevgiliye gorusmek istemedigimi soyledim. cunku kalbimi o kadar cok kırmıstı ki o donem.
velhasılı boylece 2,5 sene surecek bir iliskinin baslangıcına imza attık.
o kadar neseli, o kadar tatlı dilli, o kadar muzip biriydi ki..
kafalarımız, tarzlarımız cok uydu.
bana hep derdi ki "gulmekicinyaratılmıs gercekten dort dortluk bir kızsın. huyun suyun aklın zekan durusun dort dortluk. sadece biraz kilo vericen. onu da yapsan var ya.. ufff!"
koca bebegim benim:)
hala butun gusel muzip oglan cocuklarını sokakta gordugum ona benzetirim.
iyi seyler oldu. kotu seyler oldu.
ama ben kotuleri cabucak gecicem, ve hatıralrımda onu kucuk oglan cocugum olarak saklıcam::))))
bana bir gun cok ictiginde evlenme teklifi bile etti uleyn. ihih.
belki paralel bir evrende evliyizdir koca bebek.
ben fransa ddan kesin donus yapmısım.
cocukluk askıma askım depresmis, depresyondayım.
oyle mal mal yasıyorum.
bir erkek arkadasım aradı cok sevdigim:
-gulmekicinyaratilmis eve kapandın kaldın. bu hayat boyle gecmez. tam sana uygun bir erkek arkadasım var. gel tanıstırayım sizi.
velhasılı benim atakoy deki evde ben, bir kız arkadasım, bahsi gecen kanka erkek arkadasım ve onun benle arasını yapmak istedigi cocuk oturduk. sohbet muhabbet. cok keyifli gectik. boyle uzun boylu, yapılı, guzel suratlı, yakısıklı, iyi huylu bi cocuk. ben hastası oldum.
sonra cocuk beni beyog lunda sinemaya cagırdı.
gange un tas ev filmi.
oncesinde ona beyoglu cukulatası aldım. yıllarca o gun sen bana cukulata almıstın, cok tatlıydın dedi:)
ara cafede kahve ictik. sohbet muhabbet.
o kadar keyifli gecti ki..
akıllı, kulturlu bi cocuk. ama saf ve temiz bir cocuk da. aynı ben gibi:)
ve adını koyduk.
2 sene surecek sevgililigimizin baslangıcı. kalp.
bana evlenme teklifi de etti ilerleyen aylarda.
ara ara hep icimde uktedir.
onla evlensem su an cok mutlu bir kadın mıydım acaba diye.
umarım hayatında cok mutludur benim tatlı eski sevgilim:)