Eşitliğin, fiziksel farklarla karıştırılmasından doğan, bir yanılgıdır. Erkek ve kadın insani konularda eşit, ancak fiziksel farlılıklara sahip canlılardır. Bu farklar, birini diğerinden üstün kılmaz, farklı kılar! Yoksa bu mantıkla, " o zaman sen de doğur görelim, sen de ayakta işe görelim" gibilerinden gereksiz, anlamsız, sığ bir tartışmadan başka birşey çıkmaz ortaya...
okumuş, kendini geliştirmiş, idealist, zeki kadındır. erkeklerden tek eksiği bi parca cürümüş ettir. Zaten aklı basında kadının işine yaramadıgından o et parcası cokta eksiğikliğini görmemektedir.
doğru düşünen kadındır. bir kadın ve bir erkek eşit değildir. ne zaman ki erkekler doğurmaya başlar o zaman eşitlenebiliriz. bu olana kadar ben kadın üstünlüğünü kabul ediyorum.
Doğru düşünebilen zannetmekten ileri eşit olduğunu bilen haklı kadındır.
Fiziksel olarak erkekler kadınlara eşit değildir,zaten dünya üzerinde yasayan hiç bir canlının dişisiyle erkeği fiziksel olarak aynı olamaz imkansızdır maalesef ki karıştırılan mevzu hakların eşit olmasıdır,madem erkekte bulunan beynin aynısı kadındada var neden aynı derecede hak sahibi olmasınlar , veya biri diğerinden niye üstün olsun. Atatürk'te 30 mart 1923' de vakit gazetesinde yayınlanan bir beyanatında;
"insan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?'' diyerek son derece net bir şekilde açıklamıştır bunu.