bence bu tamamen alışkanlığa bağlı. rahat bir çevrede büyüyen, kız-erkek arkadaşlığını tabu gibi görmeyen insanlarda olma ihtimali daha yüksek. ilkokul, ortaokul lise ve üniversitede sürekli karşı cinsle arkadaşlık yapmışsanız arkadaşlık alışkanlık haline geliyor, bunun illa farklı boyutlara çekilmesi gerekmiyor. fakat tabularlar ve yasaklarla büyüyen insanlar her türlü karşı cins ilişkisini hemen farklı boyutlara taşımaya meraklı oluyorlar. mesela cinsiyet ayrımı yapılan okullarda okuyan kişilerde bu hastalık daha belirgindir. ailesi dışında pek kadınla veya erkekle muhatap olmadığı için ilk gördüğü kişiye farklı duygular besler ve duygusal bağ kurmaya kalkar. yine bu şekilde büyüyen insanlarda eşcinsellik daha çok oluyor. erkek yurtlarında veya kız yurtlarında yetişmiş kişilere dikkat edin. yüzyıllar önce de tekkelerde eşcinsellik çok yaygındı. erkekler erkek dışında birini görmedikleri için duygularında ve hislerinde bozulma oluyordu. o nedenle çocukları karma okullarda okutmak gerekiyor ve kız/erkek hangi cinsiyetten olursa olsun çocuğunuza küçük yaştan itibaren karşı cinsten arkadaş edinmesini sağlamanız gerekiyor. sağlıklı bir insan olabilmesi ve sağlıklı insan ilişkileri geliştirebilmesi için. yoksa bu çocuk iş hayatında da çuvallar, günlük hayatta da, okul hayatında da. her gördüğüne gönlünü kaptırır, ideal kişi zanneder, yoldan çıkar, duygusal şantaja açık hale gelir.
arkadaş olamazlar. kadınları bilmem ama erkeklerin hepsi boşluğa düştüklerinde en yakınındaki kızları bir gözden geçirir. Türkiye'de friendzone diye bir kavram yok. belki kadınlar için olabilir ama erkekler için kesinlikle yok. bütün kadınlar yedek sevgili adayıdır.
şunu da iyi bilmek gerekir ki en iyi arkadaşlar en iyi sevgiliye dönüşürler. sevgili olmak birini görür görmez bir şeyler hissetmek değildir. iletişim ve ortak noktaların çok olduğu, isteklerin ve arzuların ortak noktada buluştuğu, yani bir insanı önce tanıyıp tanıdıkça aşık olduğu durumlarda en iyi sevgililik yaşanıyor.
tanımadan aşık olunan durumlar saçmadır. ve sonu hep hüsranla biter. tanımıyorsan neyine aşık oluyorsun ki? ondan sonra insanlar karşısındaki kişiyi kendi istekleri doğrultusunda yontmaya başlıyor. çünkü mantıkları hala yontma taş devrinde kalmış.
