Üniversite mezunu birisiyle evleniyorsan zaten süreç baştan sıkıntılı ve dayatmalı oluyor. Ben de çalışıyorum ben kazanıyorum bana karışamazsın der. Kahvaltı ve akşam yemeği hazırlamam der. Makine orada at yıka çıkar çamaşırını der. istediğim saatte istediğim yerde olurum der. En iyisi her zaman köyden bir kız bulup evlenmektir.
benimle evlenmeyi düşünen kadınlar çoktan evlendi çocukları bile var.
konu ben değil konu evlenmiş olmak.
bir takım basiretsizliklerim saplantılı fikirlerim tercihen evlenmedim ama çocukları severim tek kötü yanı.
ben diyorum ki bekarlık şahane sen diyorsun barış kısır yaptım yir misin.
getir getir yine kaç kilo yaptın manyak karı.
Outlast diye bir oyun vardı. Orada Eddie Gluskin adında bir damat, akıl hastanesindeki delileri gelin yapıyordu cinsel uzuvlarını keserek. O kadar psikopattı ki bir de onları bir halat ile tavana asıyor ve bunu "balayına çıkmak" olarak adlandırıyordu. Oyundaki karakterimiz az kalsın penisini kaybedip gelin olacaktı da klişe burada da devreye girdi, kurtulduk. Kilotlu kelime oyunu yapınca o psikopat damat geldi aklıma. Öylesine söyleyeyim dedim, evet.
Kadın, arkadaşın bilinçaltında yatan zontayı farketmiş ve görüşmeyi kesmiş. En ufak öfkede; 'sen kimsin?' 'yok şu kadınla bile yattım bilmem ne' durumuna gelen bir erkeksin sen. kadınlarla sadece yatabilirsin bu halinle üzgünüm aklı başında bir kadın seni ciddiye almaz.
Her geçen gün değişiyor dünya!
Hem de hızla. Evlenmek, çocuk yapmak istemiyor, istemeyecek yeni nesil. Çipli insanlar, sanal mutluluklar alacak gibi herşeyin yerini. insanlar bir gün gıda yerine hapla falan da beslenir bu gidişle. Bakalım neler olacak birlikte göreceğiz nasipse.