ancak bu turk erkegi denen angutyuslar, feministin onde bayrak tasiyani olmasi gereken gerizekalilar nedense tam tersini yapiyor. turk kizlarini yerin dibine sokuyor. tecavuz olaylarinda kadinin o saatte disarida ne isi varmis diye homurdaniyor ayilar.
sizlerin hamurunda var zaten bir bozukluk, orasi kesin. siktigimin dingilleri.
insanı savunurum kadın, erkek fark etmez. herhangi bir -izm altında birleşen tüm "iyi niyetli" (dante'ye selam yola devam) ülkülere de karşıyım zira kitlelerin aklı yoktur bilirim ve bunun için de onlarca toplum teorisi okumaya gerek yok.
herhangi bir cinsiyetin/fikrin/amacın üzerinden yapılacak olan siyasetin zamanla kendi faşizan tavrını yarattığını göremeyecek kadar da tarih bilgisinden yoksun değilsek bi sorun yok demektir. kadın ile erkek aynıdır, farklılık addedip bu farklılık üzerinden "sözde" iyi niyetli ya da pozitif ayrımcılık yoluna girenler üç slogan sonra ne kadar sığ sularda yüzdüklerinin farkına bile varamayacak duruma dönerler benden söylemesi.
anne demişsiniz, cinsiyeti yoktur demişsiniz vs bu tavır bile aslında "kadın'ın ötekileştirilmesine" zemin hazırlar oysa ben kadın'ın benden farklı olduğunu, öteki olduğunu hiçbir zaman kabul etmem, onu bu canlılığın doğal bir parçası olarak kabul ederim (benim kabul edip etmemem de bi şeyi değiştirmez zira kabul ne bir savunmanın sonudur ne de başı).
doğa kadını bana beni de kadına eş var etmiştir (eşit anlamında) ben kimim ki kadın'ı savunmak adına bir ideoloji geliştireceğim ya da geliştirilmiş olan ideolojilere çanak tutacağım? o ben ne isem odur ben de aynı şekilde o'yumdur. bunun üzerine kalkıp sığ bir siyasete girişmek hele hele aralara romantizm saçmak olsa olsa ajitedir olmadı yerini bulamamış bir trajedi ihtiyacının ürünüdür.
ben kadının saçının tek teline zarar gelsin istemem ama bunun nedeni kadın olmasından dolayı değil benim gibi bu rezil dünyayı paylaşan bir "insan-canlı" olmasındandır. yüceltilen ve ayrıştırılan her fikir yukarıda da dediğim gibi çözülmeye, sığlaşmaya mahkumdur ve insan'ı savunmak için hiçbir -izm'e ihtiyacımız yoktur.
dün daha haber çıktı, adam karısını tüfekle vurmuş, sonra da kucağına alıp n´olur ölme demiş. kadın oracıkta ölmüş.
kadın haklarını savunmak feministlikse, biz zaten hepimiz feministiz.
türkiye de gerçekten, her kesimde kadına acayip küçümseyici bi bakış açısı var.
ben daha almanya´da bi kere bile şöför kadın diye, trafikte arabayı sıkıştırdıklarını görmedim. tek bi kere görmedim. türkiye´ye indim araba kiraladım, daha havaalanından çıkarken kadın şöföre özellikle yer vermemeye çalıştıklarını gördüm, durdum, geçin dedim...tabii arkamdan kornanın bini bi para...
orda ben feminist miyim?
ümit özat diye bi futbolcu müsvettesi bi spor programında bi kadına "senin yemek yapmana ben nası karışmıyosam sen de benim futbol konuşmama karışmıycaksın.." dedi. bu uzuun zaman facebookta bi sayfada durdu, bi baktım, harbiden de kadının tarafını neredeyse sadece kadınlar tutuyo. altına yazdım, "ulan adamlığınızdan utanın !!!" diye...
orrada yazan herifler - "merak etme sana vermez.." ya da "sen ibne misin?" şeklinde karşılık verdiler.
ben ne ibneyim, sen benim hayatıma giren kadın sayısının yarısı kadarıyla beraber olsan kendini don juan sanırdın, ne de o kadın bana versin istiyorum.
ama kadın yemek yapar futboldan anlamaz, mantığı bana saçma geliyo. hele dünyanın en iyi spor anlatıcılarından biri kadın, ve dünyanın en iyi ahçılarından birkaçı erkekse.
eğer feminizm kadın haklarını savunmaksa, doğrudur, biz hepimiz feministiz zaten.
evet olabilir. feminizm kadın erkek eşitliğini savunur ve feminist olmak, bu düşünceye sahip olabilmek için kadın olmaya gerek yoktur. tanıdığım çok fazla feminist erkek var. bu cinsiyetle değil kişilikle alakalı.
aslında biraz paradoksik bir durumdur. (bkz: paradoksik) *
niye diyecek olursanız, kadın erkek eşitliğinin artık tartışma konusu bile olmaması gerekir bu zamanda. ancak feminist görüş, özellikle de dördüncü dalga feministleri, kendilerini erkeklere denk ve tavır itibarıyla erkeksi yapmaya çalışır. bunu da "fem" kelimesi ile başlayan bir görüşün altına sığınarak yapar, ki bu şu sebeplerden dolayı yanlıştır:
- eşitlik savunuluyorsa, bir cinsiyetin ismi altında yapılamaz.
- eğer cinsiyet ismi kullanılıyorsa o ancak ve ancak o cinsiyetin yükselmesi misyonu olabilir.
- özellikle dördüncü dalga feministlerinin yaptıkları hatalardan biri de -bilinçaltısal olarak- erkeklik seviyesinin yükselerek gelinmesi gereken bir seviye olarak görürler. erkeğe dönüşmek pozitif bir şeymiş gibi, erkek ne yapıyorsa onu daha iyi yaparız düşüncesine sarılıyorlar.
- oysa kadın erkek eşitsizliğinde en büyük rol oynayan taraf erkektir. bu da aksine aşağılık olan erkeğin olduğunu gösterir.
- peki feminaziler yüksekte görülen ama aslında aşağılık olan erkeğin seviyesine indiklerinde ne olur? tüm toplumun seviyesi düşer. tıpkı bazı sözlük amazonları ve feminazilerinin yaptıkları gibi.
erkek gayet feminist olabilir sonuç olarak. asıl önemli olan feminizmin hangi duruşunu benimseyip feminist olduğu. gerçekten eşitlikçi midir? erkek düşmanı olmak mı istemiştir sadece? yoksa ortamlarda kadın var diye midir sadece?
