-ya bi kız arkadaşım tanışmak istiyordu seninle aslında.
-ee şeyy öyle mi..
-evet evet
diye direk hoşlanılan kızdan rotayı öteki kıza çevirir masum erkek ama öyle bir kız olmadığından hüsrana uğrar. ama kız amacına ulaşıp kibarca reddetmesini başarmıştır.
işin şakası bir yana bence yapılmaması gerekendir. kibarca kısmı tabiki de. seven erkek azmi bir başkadır. anlatılamaz. sen 'hayır olmaz canım' dersin.o canıma takılır, uçar gider. tamam biber gazı ile ya da ne bileyim çantayı kafasına vura vura reddetmeyin ama çok da kibar olmayın bence. kesin ve net olunsun yeter.
dediğiniz anda onu bi kompleks bi paradoks bi çıkmaz sokak bi paranoya bi stokholm sendromuna sokarsınız. burdan sizin ona yazdığınızı mı çıkarsın? arkadaşınızın ona yazdığını mı çıkarsın? arkadaşınızı bulmaya mı çalışsın? arkadaşınız güzel mi onu mu düşünsün? sizi ikna etmeye mi çalışsın?
eğer o erkekle yeni tanışmış olup, 1,5-2 ay sürekli konuşup çift gibi takıldıysanız sakın ben seni arkadaş olarak göryorum demeyin. karşınızdaki erkek için çok kötü olur. bir daha ilişkiye başlamaya , bir kıza açılmaya çok korkar. şahsımca "unutamadığım biri var, uzun süredir başkasını seviyorum vs." gibi bahaneler erkeği en az yıpratır.
"yazdıkların o kadar güzel, derin ve içtendi ki birkaç kere okudum. beni öyle iyi anlamış ve tanımışsın ki doğrusu bu kadar kısa sürede bunu yapabildiğin için şaşırdım; o kadar güzel bir şekilde anlatmışsın ki beni ve hissettiklerini inan çok etkiledi beni. hangi kız böyle güzel bi yazı okuyunca etkilenmezdi ki zaten...
ama ben seni tanıdığım ilk günden bu güne kadar hep iyi bir arkadaş hatta dost olarak gördüm. çok özür dilerim, bunun seni üzeceğini biliyorum ama senin bana karşı hissettiğin duygular gibi hissetmedim sana karşı hiçbir zaman, bundan sonra da hissedemem inan. benim sana karşı olan duygularım o şekilde olmadı hiç.
benim için gerçekten çok çok değerli bir arkadaşlığın var. bunu kaybetmeyi de hiç istemiyorum. zaten arkadaşlığımıza bir zarar gelmesine gerek yok bence de. bundan sonra da eskisi gibi, hiçbir değişiklik olmadan devam edebiliriz arkadaşlığımıza.
ben tekrar çok teşekkür ederim yazdıkların, beni bu kadar iyi tanıdığın ve beni bu kdr güzel bi şekilde anlattığın için. umarım bu yazdıklarım seni çok üzmez."
bazı durumlarda kibarlıktan dolayı, er kişi oyuncak hale getirilir. bu felaket de şu şekilde olur;
öncelikle bazı kısımları konuyla ilintili olduğu için; (bkz: #4256540)
hatun kimseler- en azından benim tanıdıklarım- genelde en karmaşık yöntemin en kibarca reddetme tarzı olduğuna inanırlar. yani direk olarak 'senden hoşlanmıyorum' demek kaba kaçar. aslında pek çok erkeğe göre de kabadır bu. ne varki bu cümleyle birlikte karşı tarafın duyguları istismar edilmemiş, aksine o duygulara karşılık verilemeyeceği en açık şekilde belirtilmiş olduğundan dolayı görünüşte en kaba ama içerik olarak en kibar cevap verilmiş olur hatun kadın.
lakin bu durumda, açık ve dürüst olma maksatlı, 'sana mı kaldım deve' gibi şeffaflık belirten cümlelerin kurulmaması hatun kişinin yararınadır. reddedilmeyi zaten, en azından o an için, onur kırıcı olarak düşünen er kişi için, bir de hakaret ve aşağılama cinnet sebebi olur.
öte yandan, karşı tarafı kırmamak için lafı döndürüp dolaştıran hatun kimselerin de aslında bu konuda başarısız oldukları gözlemlenmektedir. tabiiki tarafımdan gözlemlenmiş olmakla birlikte, belki de en kırıcı reddetme şekli bu olmaktadır. zira bu noktada hatun kişi karşı tarafı kırmamak adına onun üzerine daha çok varmaktadır. hal böyle olunca karşı taraf daha büyük bir beklentiye giriyor. mesela;
-recep, biz bu cumartesi sinemaya gidicez, sen de gelir misin?
bu noktada recep'in tepkisi 'allaaah' biçiminde olacaktır kuvvetle muhtemel. hafta sonuna kadar gittikçe büyüyen o dev dalga, gerçeklerin surata çarpmasıyla recep'i öldüren, öldürmese de silkeleyen bir güç olarak recep'e geri dönecektir.
öte yandan bir de reddetme bahaneleri tadında cümleler vardır. mesela yukarıda da belirttiğim üzere direk söylemek, en kısa cümleyle durumu özetlemek dururken, bu cümleyi çeşitli cümlelerle süslemek ve en kötüsü de 'sen çok iyi bir insansın, seni kaybetmek istemiyorum. ama olmaz, olamaz bu ilişki' demek de adamı bir yandan umut denizinde yüzdürürken, arkasından sinsice kendisine yaklaşan dev hortum gibidir. hatunun demek istediği, bu işin olmayacağı ancak kaybetmek de istemediğidir. lakin insanoğlu işine geleni anlar bu durumda. bundan mütevellit aslında iyi niyetle kurulmuş bir cümle, karşı tarafı daha da çok kırmaktadır. bu noktada, 'seni kaybetmek' istemem cümlesini, sular durulduktan sonra söylemek iki taraf için de daha anlamlı olacaktır. zira herşeyin bir zamanı vardır.
velhasıl hakarete kaçmadan bir insanı direk reddetmek, en kibarca yöntemdir. deneyiniz, denetiniz. yine de sevgili bağyanlar reddetmeyiniz sizi seveni.