bir zamanlar işyerinde bir abimiz anlatmıştı. 40 lı yaşlarda bekardı ve karıya kıza nefretle bakıyor, en ufak sorularını bile tersliyordu. aksi bir adam derdi herkes.
nasıl olduysa aynı rakı masasında bulduk birbirimizi. diğer arkadaşlar sızmış, ikimiz şişeyi devirmeye çalışıyorduk.
abi dedim kızlara neden böyle davranıyosun, stajyer kızlar bana şikayet ettiler, çok tersliyormuşsun dedim.
zar zor anlattı başından geçeni. ilk okul 5. sınıftaymış. istanbul - aksaraydaki yolgeçen hanında kundura atölyesinde çalışıyormuş. hem iş hem okul var o zamanlar.
genç ustaları bir akşam bu abimizi yolgeçen hanın kadın terzisiyle aynı odaya kilitlemişler. kadın pedofiliymiş.
en az 1 saat istismar edilmiş ve bu yaşadığını unutmasın diye de abimizin dudağını ısırmış.
o günden beri annesi hariç bütün kadınlardan nefret eder olmuş.
kadın parfümü kokusu bile bu abimizde fiziki değişimlere sebep oluyordu. adeta nefes alamıyormuş gibi kızarıyordu. biz arkadaşlarla kendi aramızda kuşu kalkmıyor da ondan kadınlara düşmanca davranıyor diye düşünürken böyle bir dramla karşılaşmak beni dumur etmişti.
üzüldük geçti.. en azından benim için geçti..
gece parkta soyundum. ellerimi ve ayaklarımı bağlayıp iyice savunmasız hale soktum kendimi. bir kız da gelip tecavüz etmez mi yaaa... bikaç kamyoncu gelip gitti sadece.
çavuşun koğuşa girerek rüyanın en güzel yerinde " koğuş kalk " demesi gibi bir şeydir.
+ uyan la uyan, sabah oldu a.k.
- hadi ya, rüyamıydı şimdi bu!
+ ne rüyaymıydı la, ne diyorsun sen.
- yok birşey a.k. hadi yürü ictimaya geç kalmayalım. daha duş alıcam.