genlerinde türk kanı taşıyan yunan. "zamanında ebelerini çok ziktik olm" tezini doğrular söz öbeği. "yahu olum kafan mı güzel" diye sormama vesile olan deyiş.
Erdoğan'a ihtiyaçları yok ki adalarını satıyorlar, Erdoğan'da eline geçirdiğini satıyor. içindeki erdoğan'ı keşfet genç... sende sat vatanını... sende erdoğan ol...
Ülkeyi nasıl batırdıkları rahatlıkla erdoğan'a öykünmelerinden anlaşılabilir. Akıllı olsalar ülke, bu kadar yardım ve destekle ilk on ekonomiye oynardı, ama zaten o zaman da thank god we do not have an erdoğan derlerdi. Uyuşuyor yani sözleri ve eylemleri.
karagöz-hacivatı, sakızı onu bunu sahiplenen yunanın aklına erdoğanı sahiplenmeyi getirip, valla haklısın komşi al bunu senin olsun diyerek teselli edilecek yunundır.
davulun sesi uzaktan hos gelir lafina cuk oturan akilsiz yunandir. bre komsun manyak misin sen? otur oturdugun yerde, su mübarek ramazan günü belani arama.
yunanistan'in ekonomisi böyle sallantidayken, kendini orayi burayi adeta pazarlamakla mükellef hisseden, babalar gibi satan birisi niye istenir ki?
gerci cok kasinana biz bizimkini paketler göndeririz, komsuya hedayemiz olsun da amma velakin vebal kabul etmeyiz.
alin sizin olsun da görün ebeninizin seyini....güzelligini.
rantı kesilen ulusalcı ve ergenekoncu yavşaklardan daha akıllı yunandır. ananıda al git sayın öcalan şehite kelle viki vik vik! çokta tıngırdak amk. cebime girene bakarım ben yapılan yola. ekonomide dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olmuşuz daha ötesi mi var? türkiye nin dünyadaki itibarına bakarım koltuklarım kabarık gezebiliyosam adamdır lan erdoğan. adamın kralıdır hemde. siz takılın çapınızda bu adamlar zaten siz olmadan hatta sizin gibilerin engelleri rağmen geldiler buralara bundan sonrası içinde yolları açık olsun. hadi siktirin ipnetorlar sizi.
ülkesinin neden borca battığını düşünemeyen yunandır.
sıcak para ve ortadoğuya yönelen uluslararası siyaset türkiye'yi ekonomik, siyasi ve sosyal olarak cam bir fanus içinde tutmakta. güçlü bir iktidar isteniyor ve her ne pahasına olursa olsun uluslararası siyasetin öngördüğü sonuçlar gerçekleşinceye değin türkiye'nin ekonomik ve sosyal anlamda göreceli olarak zarar görmesi mümkün değil. ancak bütün bu "fırsatlar" yeni istihdam olanakları ve ekonomik sosyal iyileştirmelerle desteklenmiyor. üretim yapılmıyor. sadece tüketiyoruz ve elimizde olmayan paryı harcıyoruz. bu durumda maksat hasıl olduğunda türkiye'yi bekleyen şey ciddi bir ekonomik ve sosyal çöküntü olabilir. bu durumda kalmamak adına o zaman da uluslararası aktörlerin dublörlüğüne soyunan bir ülke olarak hiç bir husumetimiz hatta ilişkimiz olmayan ülkelere gönderilen ulaklar, elçiler olmaktan başkaca bir çare düşünüldüğünü sanmıyorum. biz ocağın içine uzatılmış elleriz sadece. avrupa ve amerika medyasının herhangi bir etkimiz olmamasına rağmen bizi cilalayıp öpmesinden çıkardığım sonuç budur. yani "hadi koçum"dan öte değildir.
tabi o zamana kadar kim öle, kim kala anlayışı ile har vurup harman savurmak ellerinde. türkiye'yi yönetenler de böyle yapıyor zaten. ama sonrası karanlık.