her şey gaza gelerek başlar. "olm evde vücudunun ağırlığıyla ve dumbell la her yerini çalıştırıyorsun lan zaten" şeklinde konuşan arkadaş aklınıza girer. "ne kadar lan bir dumbell?!" dersiniz soluğu spor malzemeleri satan bir yerde alırsınız.
dumbell değil, oje seçiyoruz sanki amk; renk renk biçim biçim. plastik, döküm vs. adamların bi titreşimli olanını yapmadığı kalmış. neyse beğenirsiniz bi model, çift olarak alır gidersiniz eve.
ilk günler dehşettir zaten. bak şarkının gazı devam ediyor dikkat edersen buraya kadar okurken. allah allah bir azim bir azim. omuzlar, göğüsler... daha ilk günden aynaya bakar mı amk bi insan? insaf lan. sabır işi bu.
ilerleyen günlerde hızınız kesilmeye başlar. kendinize tatlı bahaneler üretirsiniz. "ya bugün çok yorgunum" , "yarın süper set çalışırım dinlensin biraz kaslarım" , "off işler çok yoğun ya" vs. vs.
hayatta iki şeye inancım yok benim: "evde çalışarak dehşet vücut yaparım" diyen hayalpereste bir de fransızca'ya. ilkini siktir et zaten de oui diye yazılan bir sözcük nasıl "vi" diye okunur amk ya?! hâlâ aklım almıyor.
sonlara doğru unutulur gider o dumbell lar bi yerde. aklınıza bile gelmez. arada bir yol üstünde rastlaşırsanız elinize bi alıp iki kaldırır indirirsiniz. o kadar...
son evre televizyonun karşısında oturmuş abur cubur yerken evin bir anda rüzgârın verdiği iman kuvvetinden mütevellit cezbeye gelmesi sonucu gerçekleşir. vay amk bu nasıl ceyran böyle? enerjiye çevirseniz evin elektriğini bedavaya getirirsiniz. bu sırada kapılar çılgınca çarpmaya başlar. kapıları bir şeyle sabitlemeli derken aklınıza dumbell lar gelir. koyarsınız kapının önüne hadi şimdi çarpsın amk!!