istanbulda çalıştığım işyerinde (vay be bir zamanlar istanbuldaydım.) takribi beş kişi falan bir müteahhitten 2009 yılında ev alıyorlar. müteahhit osmanlı inşaat. bu osmanlı inşaat diyanet sen'le anlaşıp diyanet sen üyyelerine beylikdüzünde ev yapacak. ilk başta sadece imamlar ve vaizler vs ev alacakken talep az oluyor ve tanıdıklara da ev satışı yapıyorlar.
bizim bu iş arkadaşları 80000 tl ye evi alıyor ama para peşin değilde taksitler halinde ödeniyor. 1 yıl içerisinde evler teslim edilecekken paranın dörtte üçünü ödüyorlar ama iş ilerlemiyor. belliki müteahhit battı yahut batacak. bunlar tabi müteahhite gidip noldu bizim evler bitmedi. 1 yıl dedin 4 yıl oldu diyorlar. adam diyorki bakın ben zor durumdayım gelin kalan taksitleri toplu ödeyin ben de evleri bir an önce bitireyim.
bizim elemanlar bankadan para çekip kalan borcu da kapatıyorlar ama müteahhit hiç bir halt yapmıyor. sonuçta 1 yıl içinde evler bitecekken 6 yıl geçti ve binalar kaba inşaat halinde bekliyor. en başta bu elemanları ev alma işine teşvik eden diyanet sen sizin işiniz müteahhitle deyip kenara çekiliyor.
abi dedim zaten adam sizden o kadar para almış neden tekrar kredi çekip borcu kapattınız? ya zaten çok gecikti biran önce bitsin diye verdik dediler. sonuç: her sakallıyı molla sanarsak daha çok dolandırılırız. beni mesela abim dolandırdı. bir sürü borç yıktı üzerime. tesellim abim olması. yabancı biri olsa tahammül edilecek iş değil. çalış çabala ellere yedir.