bir dinin doğuşu

    1.
  1. 2. Dünya savaşında Amerikan askerleri Güney denizinin dünyadan kopmuş adalarına (tanna adası ve diğerleri) inmişlerdi . japonya' ya olası bir müdahalede yararlı olması için havaalanı ve ikmal yerleri inşa etmişlerdi. Savaş bitince de evlerine dönmüşlerdi. fakat yıllar sonra bölgeye giden araştırmacılar büyük bir sürprizle karşılaşmışlardı. Taş devri döneminde yaşayan yerliler, samandan ve bambudan uçağa, ve askeri taşıtlara benzeyen şeyler inşa etmiş ve onlara tapmaktaydılar. uzun yıllar önce bölgeye gelmiş olan beyaz yabancıları tanrı gibi görmüşler ve ritüelleriyle onları gökyüzünden geri getirmeyi umuyorlardı.
    Çünkü onlar yerlilere kendi dünyalarında bulunmayan hazineler getirmişlerdi. Hiç görmedikleri aletler ve silahlar. Gökyüzü araçları hep toz ve gürültü bulutları arasında iniyorlardı. Beyaz saçlı yabancılar hiçbirzaman avlanmaya gitmiyorlardı. Ve hep yiyecekleri vardı. Gökyüzünden gelmişlerdi.
    Tanrı olmalıydılar. Yıldızların tanrısı!

    Yerliler beyaz tanrıların gelmesini haala sabırla bekliyorlardı. Seçtikleri kişiler gece gündüz durmadan gökyüzüne bakıyor ve bekliyorlardı o kutlu günü kavuşma gününü. Ateş yakıp Nöbet tutuyorlar ve ümit ediyorlardı. çünkü kendileri için geri geleceklerini biliyorlardı.

    işte bilinmezlik karşısında oluşan korku, biat refleksi ve cevap arayışının bir dini nasıl doğurduğunun en güzel ve gerçek kanıtı. John frum dini buna tek örnektir demek acımasızlık olur. Ne de olsa günümüzde henüz açıklanamamış şeyleri sihire, mucizeye yorma iç güdümüz peşimizi bırakmamıştır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük