her emrinde insan sağlığı ön planda olsun. insanları katleden zihniyeti ortadan kaldırıp yüzyıllar öncesinden insanların en değerli varlık olduğunu vurgulasın hep.
Bu da hacca gitmenin faydaları.
Her şeyden önce hac Allahın emrettiği ve islamın 5 şartından olan bir ibadettir. Bu ibadet yerine getirilirken diğer ibadetlerde olduğu gibi asıl maksat Allahın rızasını kazanmak ve emrini yerine getirmektir.
Bunula beraber haccın pek çok hikmet ve faydaları vardır, şöyle ki:
Hacda ülkeleri dilleri, renkleri, rütbeleri ayrı ayrı olan Müslümanlar hep beraber bir araya gelerek Allaha yönelir. Hac; renk, dil, ırk, ülke, kültür, makam ve mevki farkı gözetmeksizin aynı amaç ve gayeleri taşıyan milyonlarca müslümanı bir araya getirerek eşitlik ve kardeşliğin çok canlı bir tablosunu oluşturur. Bu da islam kardeşliğini birlik ve beraberliği güçlendirir.
insanların hac sırasında normal elbiselerini çıkarıp ihrama girmesi ve toplu halde ibadet etmeleri mahşer gününü hatırlatır.
Hac yolculuğu ve bu yolculuk boyunca çekilen sıkıntılar insana zorluklara karşı dayanma gücünü öğretir
Dünyanın pek çok ülkelerinde yaşayan müsümanların yılda bir defa bir araya gelmeleri tanışmaları ve kaynaşmaları birbirlerini sıkıntılarını paylaşmasına neden olur. Aynı zamanda insanların ırkçılık gibi ayrıştırıcı unsurlardan sıyrılıp kardeşlik duygularını pekiştirirler.
Haccı kabul olmuş bir Müslüman kul hakkı hariç tüm günahları bağışlanır. Bu da kişinin hayatında yeni bir sayfa açma ve bundan sonraki yaşamını ona göre programlama imkanı verir.
Hac sayesinde kişi Peygamber efendimizin doğup büyüdüğü , islamın dünyaya yayıldığı yerleri görme imkanını kazanır. Buda insanda dini duyguları güçlendirerek peygambere olan bağlılığı kuvvetlendirir.
Hac sayesinde kişi Mal nimetinin ve beden sağlığının şükrünü eda eder.
kendi yarattığı şeytanla sidik yarışına giren bir tanrı düşünün. akıl almaz masallar düşünün. arapların gelirlerini düşünün. allah adına yaptığını söyleyip kafa kesenleri düşünün. kadınların bir insan bile edemeyisini düşünün. evrimi saçma bulup çamurdan yaratılan bir insanlık düşünün. dünyaya iyiyi, güzeli yapmak yerine, sadece tanrıya köle olmak için gönderilen bir insanlık düşünün. sırf inanmadı diye cehennemde sonsuza kadar yanan bir insanlık düşünün.
Bak bu da orucun faydaları .
Mide ve bağırsak sorunlarında oldukça yarar sağlar, mide asidinde azalmaya bağlı iyileşmeler görülür.
Boşaltımı sağlayan organların dinlenmesi sağlanır.
Kilo ve kan basıncında azalma tespit edilmiştir.
Alkol ve sigara gibi vücuda zarar veren madde kullanımlarının bırakmakılması sonucu bir takım faydalar sağlanabilir.
Oruç insanın şefkat, merhamet ve anlayış duygularını geliştirir.
Ramazanla beraber ön yargılar ve küskünlükler ortadan kalkar, toplumsal iletişim artar.
Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar. Sahip olduğu nimetlerden bir süre uzak kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allaha daha çok şükretmesini öğretir. Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur.
1- Namazda yapılan hareketler yavaş oldugundan kalbi yormaz ve günün muhtelif saatlerinde olduğu için insanı devamlı dinç tutar.
2- Günde basını seksen defa yere koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak fazla kan ulaşır. Bu yüzden beyin hücreleri iyice beslendiğinden hafıza ve şahsiyet bozukluklarına, namaz kılanlarda çok daha az rastlanır. Bu insanlar daha sağlıklı bir ömür geçirirler.
3- Namaz kılanların gözleri, muntazam olarak eğilip doğrulmakdan ötürü daha kuvvetli kan deveranına malik olur. Bu sebeble göz içi tansiyonunda artma olmaz ve gözün ön kısmındaki sıvının devamlı değismesi temin edilmiş olur. Gözü "katarakt" veya "karasu" hastalığından korur.
4- Namaz kılmadaki izometrik hareketler, midedeki gıdaların iyi karışmasına, safranın kolay akmasına ve dolayısıyla safra kesesinde birikinti yapmamasına, pankreasdaki enzimlerin kolay boşalmasına yardımcı olacağı gibi, kabızlığın giderilmesinde de rolü büyüktür. Böbreğin ve idrar yollarının iyice çalkalanmasından, böbrekte taş tesekkülünün önlenmesine ve mesanenin boşalmasına da yardımcı olmaktadır.
5- Bes vakit kılınan namazdaki ritmik hareketler, günlük hayatta çalıştırılamıyan adale ve eklemleri çalıstırarak, artroz ve kireçlenme gibi eklem hastalıklarını ve adale tutulmalarını önler.
6- Vücud sağlığı için temizlik muhakkak lazımdır. Abdest ve gusül, hem maddi, hem de manevî bir temizliktir. iste namaz, temizliğin ta kendisidir. Zira hem bedeni, hem de ruhî temizlik olmadan namâaz olmaz. Abdest ve gusül bedenî temizliği sağlar. ibadet görevini yerine getiren bir kimse, ruhen dinlenmiş, temizlenmiş olur.
7- Koruyucu hekimlikte, muayyen zemanlarda yapılan beden hareketleri çok mühimdir. Namaz vaktleri, kan dolasımını tazelemek ve teneffüsü canlandırmak için en uygun vaktlerdir.
8- Uykuyu tanzim eden önemli unsur namazdır. Hatta vücudda biriken statik (durgun) elektriklenme, secde yapmakla topraklama yapılmıs olur. Böylece vücud tekrar zindeliğe kavuşur. Namazın bu faydalarına kavuşmak için, namazı vaktinde kılmakla birlikte, temizliğe, çok yemek yememeye ve yenilen gıdaların temiz, helal olmasına da dikkat edilmesi de lazımdır.
Bu da zekat vermenin faydaları.
Zekât, dini ölçülere göre zengin olan müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir. Zekât, Kur'an-ı Kerim'de namaz ile birlikte otuzyedi yerde geçmektedir. Zekâtın üzerinde bu kadar çok durulması onun dinimizde büyük önem taşıdığını göstermektedir.
Zekât, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir. Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlık ortadan kalkar. Kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur.
islâm Dini, toplumun dertlerini tedavi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir. 'ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar. Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından korur. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Mallarınızı zekât ile koruyunuz." (Et-Terğib ve't-Terhib; c. 1, s. 520)
Zekât, müslümanlıkta samimi olup olmadığımızın bir ölçüsüdür. Zekâtını veren; 'a kullukta samimi olduğunu göstermiş, kendisine bu zenginliği veren Rabbine karşı teşekkür vazifesini yerine getirmiş olur. Zekâtını veren zengin, fakirlere yardım eden, yoksulların yüzünü güldüren sevimli ve faydalı insandır.