1. gün: salı günü sabahın saat 8:30 unda gittim bütün kağıtlarım hazırdı kontrol edildi. yarın gel denildi, kuzu kuzu gittim.
2. gün: çarşamba. sabahın 9 unda gittim. kağıtlarım tekrar kontrol edildi yarın gel denildi.
3. gün: perşembe. sabahın köründe gittim... memur yoktu. nerde olduğunu sordum. izinli denildi. tabii ki yarın gel dediler.
4. gün: yani bugün. sabahın 8 inde gittim. 8:30 da memur geldi. ben geldim dedim.
önce güzelce fırçaladı beni. dedi ki "görmüyor musun işim var."
gerçekten görememiştim. beni odadan kovdu kapıda bekle dedi.
kapıda beklemeye başladım. 3 saat oturduktan sonra götüm uyuştu. memurun yardımcısı öğleden sonra gelmem gerektiğini söyledi. sanırım işim pazartesiye kaldı.
4.gün öğleden sonra (biraz önce)gittim, senin işin kolay haftaya perşembe gel dediler.
haftaya perşembeye kaldı.
haftaya perşembe günü editleyeceğim, gelişmeleri bildireceğim.
edit: mesai saatinde yazıldığı için, işini yapmayıp sözlükte dolaşan devlet memurları tarafından eksilenmiştir.
(bkz: solitaire)
